TSS ücreti ne kadar ?

Can

New member
[color=]TSS Ücreti Ne Kadar? Bilimsel Merakla Ekonomik Gerçeklerin Kesiştiği Nokta

Selam dostlar,

Bugün biraz teknik ama bir o kadar da hayatın içinden bir konuyu ele almak istiyorum: TSS ücreti, yani Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın maliyeti.

Çoğumuz sağlık harcamalarıyla ilgili konuşmaktan pek hoşlanmayız ama dürüst olalım; hepimizin aklında aynı soru var: “Bu sigorta gerçekten işe yarıyor mu, yoksa sadece ekstra bir masraf mı?”

Ben bu konuyu sadece “ne kadar?” kısmıyla değil, aynı zamanda bilimsel bir lensle, yani veriye, davranış bilimine ve toplumsal etkilerine dayalı olarak incelemek istiyorum. Aramızda bu konuda deneyimi olanlar, farklı sigorta şirketlerinden teklif alanlar ya da sistemin adaletine kafa yoranlar varsa, paylaşımlarınızı duymak isterim.

---

[color=]Bilimsel Temel: TSS Ücreti Nasıl Belirleniyor?

TSS ücretinin belirlenme süreci, aslında düşündüğümüzden çok daha bilimsel bir mekanizmadır.

Sigorta şirketleri bu fiyatı hesaplarken aktüeryal bilim denen bir disipline dayanır. Aktüerler; yaş, cinsiyet, hastalık geçmişi, coğrafi bölge ve sosyoekonomik durum gibi değişkenleri içeren istatistiksel modeller oluşturur. Bu modeller, bireyin sağlık hizmetine başvurma olasılığını tahmin eder.

Örneğin yapılan araştırmalara göre, 30 yaş altı bireylerin yılda ortalama 2,5 kez sağlık hizmeti aldığı, 50 yaş üzerindekilerde ise bu sayının 6’ya kadar çıktığı tespit edilmiştir. Aynı zamanda büyük şehirlerde yaşayan bireylerin kırsal bölgelere göre sağlık kurumlarına %40 daha fazla başvurduğu da verilerle sabittir.

Bu bilgiler ışığında TSS primleri değişkenlik gösterir. Yani 25 yaşında bir birey ile 55 yaşında bir bireyin ödediği tutar aynı değildir; sistem bunu olasılık bilimiyle belirler.

Türkiye özelinde TSS ücretleri 2025 itibarıyla ortalama olarak aylık 500 ila 1200 TL, yıllık ise 6000 ila 15.000 TL arasında değişiyor. Ancak bu sadece “ortalama” bir çerçeve. Poliçenin kapsamı, anlaşmalı hastaneler, muafiyet oranı ve bireyin yaşı bu miktarı ciddi şekilde etkiliyor.

---

[color=]Ekonomi Bilimi Açısından: Risk Havuzu ve Kolektif Güvence

TSS sistemi, “bireysel ödeme” mantığıyla değil, “kolektif risk paylaşımı” ilkesiyle işler.

Basitçe söylemek gerekirse, 1000 kişi aynı sigorta sistemine katılırsa, herkes küçük bir miktar öder; ama sağlık hizmetine yalnızca bir kısmı ihtiyaç duyar. Böylece az kullanan çok ödeyene, çok kullanan az ödeyene destek olur — tıpkı toplumsal bir dayanışma modeli gibi.

Bu yapı, ekonomi bilimi açısından oyun teorisi ile de açıklanabilir. İnsanlar kendi çıkarlarını maksimize etmeye çalışırken, sistemin sürdürülebilirliği ancak dayanışmayla sağlanır.

İşte bu yüzden TSS ücretleri “kişisel” gibi görünse de aslında “toplumsal” bir dengeye dayanır.

---

[color=]Psikoloji Perspektifi: İnsan Beyni Sağlık Riskini Nasıl Algılar?

Sağlık sigortası kararlarında yalnızca rasyonel hesaplar değil, davranışsal faktörler de rol oynar.

Davranışsal ekonomi alanındaki araştırmalar, insanların sağlık risklerini genellikle ya abarttığını ya da tamamen görmezden geldiğini gösteriyor. “Bana bir şey olmaz” yanılgısı, birçok kişinin sigorta yaptırmamasına neden oluyor.

Diğer yandan, bazı insanlar da nadir görülen hastalık risklerine gereğinden fazla önem vererek gereksiz yüksek poliçeler tercih ediyor.

Burada erkekler genellikle veri ve istatistik üzerinden karar verirken, kadınlar daha çok empati ve sosyal çevrenin deneyimlerine dayanıyor.

Bir erkek “Geçen yıl hastaneye hiç gitmedim, bu parayı vermeye gerek yok” derken, bir kadın “Ablam geçen yıl hastalandı, iyi ki sigortası vardı” diyebiliyor.

Yani cinsiyet farklılığı sadece biyolojik değil, karar alma psikolojisinde de kendini belli ediyor.

---

[color=]Toplumsal Dinamikler: Gelir Adaleti ve Sağlık Erişimi

Bilimsel olarak bakıldığında TSS, sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikleri azaltmayı hedefler. Ancak ekonomik veriler, Türkiye’de tamamlayıcı sigortanın hâlâ orta ve üst gelir gruplarına hitap ettiğini gösteriyor.

Geliri düşük olan bireyler için 6000 TL yıllık prim büyük bir yük oluşturabiliyor. Bu da sağlıkta fırsat eşitliği hedefinin önünde ciddi bir engel.

Burada ilginç bir çelişki var: Sigortanın temel amacı riskleri dengelemek, ama gelir dağılımındaki adaletsizlik, sistemi yeniden riskli hale getiriyor.

Kısacası, bilim bize TSS’nin teoride mükemmel bir çözüm olduğunu söylerken, sosyoekonomik gerçeklik onun uygulamada “yarım kalmış” bir proje olduğunu gösteriyor.

---

[color=]Veri Bilimiyle Öngörü: Geleceğin TSS Sistemleri

Son yıllarda yapay zekâ ve büyük veri analizleri sigorta sektöründe devrim yaratıyor.

Artık şirketler sadece yaş ve cinsiyete değil, giyilebilir cihazlardan gelen verilere de bakıyor. Akıllı saatlerle ölçülen nabız, uyku düzeni, adım sayısı gibi göstergeler bireyin sağlık profiline dahil ediliyor.

Bilim insanları, bu verilerle kişiselleştirilmiş prim sistemleri geliştirmenin mümkün olduğunu söylüyor. Yani gelecekte “ne kadar sağlıklı yaşarsan, o kadar az ödeyeceksin” dönemine girebiliriz.

Ancak bu sistemin etik yönü tartışmalı. Çünkü herkesin eşit koşullarda yaşama imkânı yok. Empatiyle baktığımızda, bu tür modellerin “cezalandırıcı” bir etki yaratabileceği de görülüyor.

---

[color=]Kadınların ve Erkeklerin Bakış Farkı: İki Farklı Bilimsel Duyarlılık

Bu konuyu forumda özellikle tartışmak isterim:

Erkeklerin analizci, veri odaklı bakışı — yani “rakamlar yalan söylemez” yaklaşımı — sistemin sürdürülebilirliğini anlamada çok önemli. Ancak kadınların sosyal etkiler, empati ve dayanışma üzerine kurulu bakış açısı da bilimsel olarak en az o kadar değerli. Çünkü sağlık sadece biyolojik değil, sosyal bir deneyimdir.

Bir erkek poliçe maliyetini tabloyla açıklayabilir; bir kadın ise sigorta sayesinde kurtulan bir hayatı anlatır. Bilim, bu iki bakışı da birleştirdiğinde anlam kazanır.

---

[color=]Forumdaşlara Sorular: Siz Ne Düşünüyorsunuz?

- Sizce TSS ücretleri gelir düzeyine göre adil mi?

- Sigorta yaptırırken sayılara mı, yoksa çevrenizin deneyimlerine mi güvenirsiniz?

- “Sağlıklı yaşarsan az ödersin” modeli sizce teşvik mi, ayrımcılık mı olur?

Belki aramızda sigorta sektöründe çalışanlar, ya da kendi TSS deneyiminden ders çıkarmış olanlar vardır. Bu tartışma, sadece fiyatı değil, bilimin insan hayatına nasıl dokunduğunu anlamak için de güzel bir fırsat olabilir.

---

[color=]Sonuç: Bilimin ve Empatinin Kesişimi

TSS ücretini anlamak, aslında hem matematiği hem insanı anlamaktır.

Bir yanda olasılık denklemleri, aktüeryal hesaplar, risk analizleri… diğer yanda ise hastane koridorlarında yaşanan duygular, güven arayışı ve toplumsal dayanışma.

Bilim, rakamları anlatır; empati ise o rakamların arkasındaki hikâyeyi.

Sonuçta TSS ücreti, sadece bir poliçe bedeli değil; insanın sağlıklı kalma hakkı için ödediği küçük bir umut payı.

Ve belki de en önemlisi: O umudu nasıl paylaştığımız, nasıl yorumladığımız, nasıl anlamlandırdığımız…

İşte asıl değer, tam da burada gizli.
 
Üst