Can
New member
\Buğuz Eden Ne Demek?\
Buğuz kelimesi, Arapça kökenli bir sözcüktür ve sözlük anlamı olarak “kin tutma, nefret etme, kalben hoşlanmama” şeklinde ifade edilir. İslami literatürde ise buğz etmek, genellikle Allah’ın sevmediği fiilleri yapan kişilere karşı kalben hoşnutsuzluk duymak anlamında kullanılır. Yani buğz, kişisel kin ve nefretle değil, dini bir duruş ve ilkesel tavırla ilişkilidir.
Buğz eden kişi, bir davranışı ya da o davranışı yapan kişiyi Allah rızası için sevmeme durumundadır. Bu anlamda buğz, bireysel hırs, intikam duygusu veya kişisel öfke ile değil; ahlaki ve dini değerlerle temellendirilmiş bir tavırdır. İslam ahlakında buğzun yeri önemlidir ve her Müslümanın, haram ve günah olan şeylere karşı bir kalbi tepki göstermesi beklenir. Ancak bu tepki, fiziksel şiddet veya hakaret şeklinde değil; ölçülü, adaletli ve dini sınırlar içerisinde olmalıdır.
\Buğuz Etmek ve İman Arasındaki İlişki\
İslam'da sevgi ve buğz, imanın bir parçası olarak kabul edilir. Hadislerde "Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek" imanın en sağlam bağlarından biri olarak belirtilmiştir. Bu anlayışa göre bir Müslüman, Allah'ın emirlerini çiğneyen, dini değerlerle alay eden ya da insanlara zulmeden kimseleri sevemez. Fakat bu sevememe hali, düşmanlık üretmek değil; doğru ve yanlışı ayırt edebilmek adına gerekli bir duruştur.
Kur’an-ı Kerim’de de bu tür bir duruş örneklenmiştir. Örneğin, \[Mümtehine Suresi 4. Ayet]’te Hz. İbrahim ve onunla beraber olanların, kavimlerine şöyle dedikleri anlatılır: “Biz sizden ve Allah’tan başka taptığınız şeylerden uzağız; sizi inkâr ettik. Siz Allah’a bir tek olarak iman edinceye kadar sizinle bizim aramızda ebedî bir düşmanlık ve buğz baş göstermiştir.”
Bu ayet, buğzun imanî bir tercih olarak nasıl yerleştiğini açıkça ortaya koyar. Fakat burada altı çizilmesi gereken husus, buğzun kin, şiddet ve intikam gibi nefretin zehirli biçimleriyle karıştırılmamasıdır.
\Buğz Etmenin Sınırları Nelerdir?\
Her ahlaki duruşta olduğu gibi, buğzda da sınırlar vardır. Buğz etmek, hakaret etmek ya da bir kimseye zulmetmek anlamına gelmez. Aksine, kalben bir hoşnutsuzluk ifade eder ve bu hoşnutsuzluk, insanlara zarar vermeye yönelik değildir. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Sizden kim bir kötülük görürse, eliyle düzeltsin; gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin. Bu, imanın en zayıf derecesidir." (Müslim, İman, 78)
Buradan anlaşılıyor ki kalben buğz etmek, bir kötülüğü onaylamamaktır ve bu durum imanla doğrudan bağlantılıdır. Fakat bu, kişiyi yargılamak veya cezalandırmak anlamına gelmez. İnsanların kalbini kazanmak, onları ıslah etmek ve iyiliğe davet etmek her zaman öncelikli hedeftir.
\Buğz Etmek Günah mıdır?\
Buğz etmek, yukarıda açıklanan sınırlar içinde kaldığı sürece günah değildir. Aksine, İslam’a göre bazı durumlarda buğz etmek gerekir. Örneğin; zulmeden birine, insanlara iftira atanlara, Allah’ın açık emirlerine karşı gelenlere karşı buğz etmek, İslamî bir sorumluluktur. Ancak buğz, hiçbir zaman adaleti çiğnememeli, kişisel nefrete dönüşmemelidir. Kalpte buğz olur, dil ve davranış ise adil olmalıdır.
Kişisel kıskançlık, intikam arzusu veya geçmiş bir tartışmanın etkisiyle birine buğz etmek ise makbul değildir. Bu tür bir buğz, nefse hizmet eder ve Allah’ın rızasına aykırıdır. Bu nedenle niyet, buğzun meşruiyetini belirleyen en temel unsurdur.
\Buğz Etmekle İlgili Sık Sorulan Sorular ve Cevapları\
\1. Buğz etmek ile kin tutmak aynı şey midir?\
Hayır, değildir. Buğz etmek, kalben bir hoşnutsuzluk ve ilkesel bir tepki iken; kin tutmak, genellikle kişisel sebeplerle oluşan, bağışlamaya karşı direnen duygusal bir yüklemedir. İslam, kin tutmayı teşvik etmez; affı ve bağışlamayı öne çıkarır.
\2. Her günah işleyene buğz etmek gerekir mi?\
Hayır. Günah işleyen kişi ile günahı ayırt etmek gerekir. Her insan hata yapabilir. Önemli olan, kişinin hatasında ısrar edip etmediğidir. Sürekli olarak günahı savunan, teşvik eden biri varsa, ona karşı kalben buğz edilebilir. Ama bu yine de bir düşmanlık anlamına gelmez; sadece hataya karşı bir mesafe koymaktır.
\3. Yakın bir akrabaya buğz edilir mi?\
Evet, ancak bu da sınırlarla sınırlıdır. Yakın akraba, Allah’a karşı açıkça düşmanca tavır içindeyse, onun bu davranışına buğz edilebilir. Fakat akrabalık bağını tamamen koparmak İslam’da hoş karşılanmaz. Duruş sergilenir ama bağ koparılmaz. Ahlaki duruşla, ailevi sorumluluk birlikte yürütülür.
\4. Bir Müslüman bir gayrimüslime buğz etmek zorunda mıdır?\
Hayır. İslam, insanlara dinlerinden dolayı düşmanlık yapılmasını emretmez. Bir gayrimüslim, barış içinde yaşıyor, insanlara zarar vermiyor ve ahlaki değerlere riayet ediyorsa ona buğz edilmez. Ancak dine hakaret eden, düşmanca tavırlar içinde olan kimselere karşı bir buğz hali olabilir.
\5. Buğz edilen birine nasıl davranmak gerekir?\
Adaletli ve nezaketli. Buğz, davranışlara yansımak zorunda değildir. Bir insana buğz etmek, ona kötülük yapmayı gerektirmez. Hatta iyi davranarak o kişinin hatasını fark etmesini sağlamak, İslam ahlakının üstünlüğünü gösterir.
\Sonuç: Buğz Etmek Bir Vicdan Meselesidir\
Buğz etmek, İslam’da sıradan bir nefret değil; bilinçli bir duruş, imani bir tercih ve vicdani bir tutumdur. Buğz, insanlara değil; kötülüğe, haksızlığa ve Allah’a isyana karşı bir içsel tepkidir. Müslümanlar buğz ederken adaleti elden bırakmaz, kişisel hesaplarla değil, Allah’ın rızasını gözeterek hareket eder. Bu sebeple buğz, imanı gösteren önemli işaretlerden biridir. Fakat asıl hedef, insanları sevmek, iyiliği yaymak ve kötü olanı ise kalben reddedip, diliyle ve haliyle düzeltmeye çalışmaktır. Buğz, nefretin körlüğü değil; adaletin kalp atışıdır.
Buğuz kelimesi, Arapça kökenli bir sözcüktür ve sözlük anlamı olarak “kin tutma, nefret etme, kalben hoşlanmama” şeklinde ifade edilir. İslami literatürde ise buğz etmek, genellikle Allah’ın sevmediği fiilleri yapan kişilere karşı kalben hoşnutsuzluk duymak anlamında kullanılır. Yani buğz, kişisel kin ve nefretle değil, dini bir duruş ve ilkesel tavırla ilişkilidir.
Buğz eden kişi, bir davranışı ya da o davranışı yapan kişiyi Allah rızası için sevmeme durumundadır. Bu anlamda buğz, bireysel hırs, intikam duygusu veya kişisel öfke ile değil; ahlaki ve dini değerlerle temellendirilmiş bir tavırdır. İslam ahlakında buğzun yeri önemlidir ve her Müslümanın, haram ve günah olan şeylere karşı bir kalbi tepki göstermesi beklenir. Ancak bu tepki, fiziksel şiddet veya hakaret şeklinde değil; ölçülü, adaletli ve dini sınırlar içerisinde olmalıdır.
\Buğuz Etmek ve İman Arasındaki İlişki\
İslam'da sevgi ve buğz, imanın bir parçası olarak kabul edilir. Hadislerde "Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek" imanın en sağlam bağlarından biri olarak belirtilmiştir. Bu anlayışa göre bir Müslüman, Allah'ın emirlerini çiğneyen, dini değerlerle alay eden ya da insanlara zulmeden kimseleri sevemez. Fakat bu sevememe hali, düşmanlık üretmek değil; doğru ve yanlışı ayırt edebilmek adına gerekli bir duruştur.
Kur’an-ı Kerim’de de bu tür bir duruş örneklenmiştir. Örneğin, \[Mümtehine Suresi 4. Ayet]’te Hz. İbrahim ve onunla beraber olanların, kavimlerine şöyle dedikleri anlatılır: “Biz sizden ve Allah’tan başka taptığınız şeylerden uzağız; sizi inkâr ettik. Siz Allah’a bir tek olarak iman edinceye kadar sizinle bizim aramızda ebedî bir düşmanlık ve buğz baş göstermiştir.”
Bu ayet, buğzun imanî bir tercih olarak nasıl yerleştiğini açıkça ortaya koyar. Fakat burada altı çizilmesi gereken husus, buğzun kin, şiddet ve intikam gibi nefretin zehirli biçimleriyle karıştırılmamasıdır.
\Buğz Etmenin Sınırları Nelerdir?\
Her ahlaki duruşta olduğu gibi, buğzda da sınırlar vardır. Buğz etmek, hakaret etmek ya da bir kimseye zulmetmek anlamına gelmez. Aksine, kalben bir hoşnutsuzluk ifade eder ve bu hoşnutsuzluk, insanlara zarar vermeye yönelik değildir. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Sizden kim bir kötülük görürse, eliyle düzeltsin; gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin. Bu, imanın en zayıf derecesidir." (Müslim, İman, 78)
Buradan anlaşılıyor ki kalben buğz etmek, bir kötülüğü onaylamamaktır ve bu durum imanla doğrudan bağlantılıdır. Fakat bu, kişiyi yargılamak veya cezalandırmak anlamına gelmez. İnsanların kalbini kazanmak, onları ıslah etmek ve iyiliğe davet etmek her zaman öncelikli hedeftir.
\Buğz Etmek Günah mıdır?\
Buğz etmek, yukarıda açıklanan sınırlar içinde kaldığı sürece günah değildir. Aksine, İslam’a göre bazı durumlarda buğz etmek gerekir. Örneğin; zulmeden birine, insanlara iftira atanlara, Allah’ın açık emirlerine karşı gelenlere karşı buğz etmek, İslamî bir sorumluluktur. Ancak buğz, hiçbir zaman adaleti çiğnememeli, kişisel nefrete dönüşmemelidir. Kalpte buğz olur, dil ve davranış ise adil olmalıdır.
Kişisel kıskançlık, intikam arzusu veya geçmiş bir tartışmanın etkisiyle birine buğz etmek ise makbul değildir. Bu tür bir buğz, nefse hizmet eder ve Allah’ın rızasına aykırıdır. Bu nedenle niyet, buğzun meşruiyetini belirleyen en temel unsurdur.
\Buğz Etmekle İlgili Sık Sorulan Sorular ve Cevapları\
\1. Buğz etmek ile kin tutmak aynı şey midir?\
Hayır, değildir. Buğz etmek, kalben bir hoşnutsuzluk ve ilkesel bir tepki iken; kin tutmak, genellikle kişisel sebeplerle oluşan, bağışlamaya karşı direnen duygusal bir yüklemedir. İslam, kin tutmayı teşvik etmez; affı ve bağışlamayı öne çıkarır.
\2. Her günah işleyene buğz etmek gerekir mi?\
Hayır. Günah işleyen kişi ile günahı ayırt etmek gerekir. Her insan hata yapabilir. Önemli olan, kişinin hatasında ısrar edip etmediğidir. Sürekli olarak günahı savunan, teşvik eden biri varsa, ona karşı kalben buğz edilebilir. Ama bu yine de bir düşmanlık anlamına gelmez; sadece hataya karşı bir mesafe koymaktır.
\3. Yakın bir akrabaya buğz edilir mi?\
Evet, ancak bu da sınırlarla sınırlıdır. Yakın akraba, Allah’a karşı açıkça düşmanca tavır içindeyse, onun bu davranışına buğz edilebilir. Fakat akrabalık bağını tamamen koparmak İslam’da hoş karşılanmaz. Duruş sergilenir ama bağ koparılmaz. Ahlaki duruşla, ailevi sorumluluk birlikte yürütülür.
\4. Bir Müslüman bir gayrimüslime buğz etmek zorunda mıdır?\
Hayır. İslam, insanlara dinlerinden dolayı düşmanlık yapılmasını emretmez. Bir gayrimüslim, barış içinde yaşıyor, insanlara zarar vermiyor ve ahlaki değerlere riayet ediyorsa ona buğz edilmez. Ancak dine hakaret eden, düşmanca tavırlar içinde olan kimselere karşı bir buğz hali olabilir.
\5. Buğz edilen birine nasıl davranmak gerekir?\
Adaletli ve nezaketli. Buğz, davranışlara yansımak zorunda değildir. Bir insana buğz etmek, ona kötülük yapmayı gerektirmez. Hatta iyi davranarak o kişinin hatasını fark etmesini sağlamak, İslam ahlakının üstünlüğünü gösterir.
\Sonuç: Buğz Etmek Bir Vicdan Meselesidir\
Buğz etmek, İslam’da sıradan bir nefret değil; bilinçli bir duruş, imani bir tercih ve vicdani bir tutumdur. Buğz, insanlara değil; kötülüğe, haksızlığa ve Allah’a isyana karşı bir içsel tepkidir. Müslümanlar buğz ederken adaleti elden bırakmaz, kişisel hesaplarla değil, Allah’ın rızasını gözeterek hareket eder. Bu sebeple buğz, imanı gösteren önemli işaretlerden biridir. Fakat asıl hedef, insanları sevmek, iyiliği yaymak ve kötü olanı ise kalben reddedip, diliyle ve haliyle düzeltmeye çalışmaktır. Buğz, nefretin körlüğü değil; adaletin kalp atışıdır.