Düşünün daima yiyorsunuz lakin doymuyorsunuz. halbuki midenizde öbür organlarınız üzere. Yalnızca siz yedikçe kapasitesi de artıyor bir süre daha sonra. Pekala midenizin bir kısmını alsalar eskisi kadar yiyebilir misiniz?
Tüp mide ameliyatı nedir?
yıllardır diyet ve idman yapılmasına karşın hala kaybedecek fazlaca fazla kiloya sahip insanların başvurduğu tüp mide ameliyatı, son vakit içinderın en yaygın cerrahi kilo verme halleri içindedır. Ekseriyetle laparostik olarak yapılan bu süreç, midenin yaklaşık olarak %75’inin çıkarılması ve daha az yiyecek tutan bir ‘tüp’ halini almasıyla sonuçlanır. Midenizin boyutunu sınırlamak, açlık hormonu olarak isimlendirilen ghrelin isimli hormon seviyesini düşürür. Bu sebeple, ameliyat daha sonrası birçok insan daha az açlık hissi duyduğunu belirtmiştir. Ghrelin kan şekeri metabolizmasında da değerli rol oynamaktadır. Bu da, diyabet hastalarının ilaç kullanmasında ani azalmalar meydana getirebilir. Avrasya Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Coşkun Görmüş tüp mide ameliyatına dair kıymetli açıklamalarda bulundu.
Ameliyatın yapılmasında beden kitle indeksiniz belirleyici rol oynuyor
Tüp mide ameliyatı, fazla kilolarınızı vermenize ve potansiyel olarak hayatı tehdit eden kiloyla alakalı sıhhat problemleri riskinizi azaltmanıza yardımcı olmak için yapılır. Ameliyat olunabilmesi için aşağıdaki koşulları taşımak gerekmektedir; Beden kitle indeksi 40 kg/m²’nin üzerinde (morbid obez yani ileri derecede obez) olmalı, Obeziteye bağlı ek bir hastalığa sahip olunmalı. Örneğin diyabet, yüksek tansiyon gibi… Ayrıyeten obeziteye bağlı “yeni” tip 2 şeker ve metabolizma bozukluğu olan ve VKİ’si 30 – 35 içindeki hastalarda da obezite tabibinin sonucu ile ameliyat yapılabiliyor. Obezite ameliyatları estetik maksatla yani kişinin daha zayıf görünmesi için yapılmamaktadır.
Ağrıyı hastanın acı eşiği belirliyor
Ameliyatın en büyük avantajı laparoskopik (kapalı) olarak yapılmasıdır. Süreç, karnı delerek fazlaca küçük kesilerle yapılmaktadır. Bu kesiler milimetriktir. Bu niçinle teşebbüs daha sonrası ağrı açık ameliyatlara oranla fazlaca daha hayli azdır. Hastaya ameliyat daha sonrası ağrı kesici uygulanarak ağrı çekmesi büsbütün önlenmeye çalışılır. Fakat, her insanın ağrı eşiği farklıdır. bir daha ilaç toleransı ve ilaçtan biyoyararlanımı farklıdır. ötürüsıyla tedavi standardize edilemez. Her hastanın gereksinimine göre ağrı kesici tedavi uygulanmalıdır.
Ameliyatın uzman ellerde yapılmaması muhtemel riskleri artırır
Her ameliyatta olduğu üzere tüp mide ameliyatı da potansiyel sıhhat riskleri taşımaktadır. Bu niçinle sıhhatiniz için ameliyatın uzman tabipler tarafınca yapılması gerekmektedir. Mümkün riskler şunları içerir;
Laparoskopik olarak yapılan ameliyatta, karın kasları ve zarları kesilmediği için hayli önemli ağrılar yaşanması engellenir. Hasta, ameliyat olduğu tıpkı gün yürümeye başlayabilir ve sonraki gün önemli ağrılar yaşamaz. Efor gerektirmeyen işlerde çalışan hastalar bir hafta ortasında işe geri başlayabilirler. Ağır efor gerektiren hastaların ise en az bir ay mühlet ile işe orta vermeleri gerekir. Ameliyat daha sonrası hastalara yeteri kadar mühletle istirahat raporu verilmektedir. Tüp mide ameliyatından daha sonraki birinci üç ila altı ay ortasında bedeniniz süratli kilo kaybına reaksiyon verebilir. Yaşayabileceğiniz kimi değişiklikler;
Tüp mide ameliyatı daha sonrası kişinin kilo alma riski pek düşüktür. Bu fizyolojiden azamî faydanın sağlanması için hastanın cerrah ve diyetisyenlerinin tavsiye etmiş olduğu bakım ve beslenme planına göre beslenmelerini düzenlenmeleri hayli kıymetlidir. Hasta uygun beslenmenin dışına çıktığında midesi oldukça şişebilir. Bu durum, operasyon daha sonrası yaralarının düzgünleşmesini engelleyebilir. Ameliyat daha sonrası yine kilo alma görülen olayların neredeyse tamamında, öğün kapasitesinde artma olmamıştır. tekrar kilo almanın sebebi, öğünler içinde, bilhassa de yüksek kalorili atıştırmalardır.
Tüp mide ameliyatı nedir?
yıllardır diyet ve idman yapılmasına karşın hala kaybedecek fazlaca fazla kiloya sahip insanların başvurduğu tüp mide ameliyatı, son vakit içinderın en yaygın cerrahi kilo verme halleri içindedır. Ekseriyetle laparostik olarak yapılan bu süreç, midenin yaklaşık olarak %75’inin çıkarılması ve daha az yiyecek tutan bir ‘tüp’ halini almasıyla sonuçlanır. Midenizin boyutunu sınırlamak, açlık hormonu olarak isimlendirilen ghrelin isimli hormon seviyesini düşürür. Bu sebeple, ameliyat daha sonrası birçok insan daha az açlık hissi duyduğunu belirtmiştir. Ghrelin kan şekeri metabolizmasında da değerli rol oynamaktadır. Bu da, diyabet hastalarının ilaç kullanmasında ani azalmalar meydana getirebilir. Avrasya Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Coşkun Görmüş tüp mide ameliyatına dair kıymetli açıklamalarda bulundu.
Ameliyatın yapılmasında beden kitle indeksiniz belirleyici rol oynuyor
Tüp mide ameliyatı, fazla kilolarınızı vermenize ve potansiyel olarak hayatı tehdit eden kiloyla alakalı sıhhat problemleri riskinizi azaltmanıza yardımcı olmak için yapılır. Ameliyat olunabilmesi için aşağıdaki koşulları taşımak gerekmektedir; Beden kitle indeksi 40 kg/m²’nin üzerinde (morbid obez yani ileri derecede obez) olmalı, Obeziteye bağlı ek bir hastalığa sahip olunmalı. Örneğin diyabet, yüksek tansiyon gibi… Ayrıyeten obeziteye bağlı “yeni” tip 2 şeker ve metabolizma bozukluğu olan ve VKİ’si 30 – 35 içindeki hastalarda da obezite tabibinin sonucu ile ameliyat yapılabiliyor. Obezite ameliyatları estetik maksatla yani kişinin daha zayıf görünmesi için yapılmamaktadır.
Ağrıyı hastanın acı eşiği belirliyor
Ameliyatın en büyük avantajı laparoskopik (kapalı) olarak yapılmasıdır. Süreç, karnı delerek fazlaca küçük kesilerle yapılmaktadır. Bu kesiler milimetriktir. Bu niçinle teşebbüs daha sonrası ağrı açık ameliyatlara oranla fazlaca daha hayli azdır. Hastaya ameliyat daha sonrası ağrı kesici uygulanarak ağrı çekmesi büsbütün önlenmeye çalışılır. Fakat, her insanın ağrı eşiği farklıdır. bir daha ilaç toleransı ve ilaçtan biyoyararlanımı farklıdır. ötürüsıyla tedavi standardize edilemez. Her hastanın gereksinimine göre ağrı kesici tedavi uygulanmalıdır.
Ameliyatın uzman ellerde yapılmaması muhtemel riskleri artırır
Her ameliyatta olduğu üzere tüp mide ameliyatı da potansiyel sıhhat riskleri taşımaktadır. Bu niçinle sıhhatiniz için ameliyatın uzman tabipler tarafınca yapılması gerekmektedir. Mümkün riskler şunları içerir;
Çok kanama
Enfeksiyon
Anesteziye karşı olumsuz tepkiler
Kan pıhtıları
Akciğer yahut teneffüs sorunları
Midenin kesik kenarından sızıntı
Laparoskopik olarak yapılan ameliyatta, karın kasları ve zarları kesilmediği için hayli önemli ağrılar yaşanması engellenir. Hasta, ameliyat olduğu tıpkı gün yürümeye başlayabilir ve sonraki gün önemli ağrılar yaşamaz. Efor gerektirmeyen işlerde çalışan hastalar bir hafta ortasında işe geri başlayabilirler. Ağır efor gerektiren hastaların ise en az bir ay mühlet ile işe orta vermeleri gerekir. Ameliyat daha sonrası hastalara yeteri kadar mühletle istirahat raporu verilmektedir. Tüp mide ameliyatından daha sonraki birinci üç ila altı ay ortasında bedeniniz süratli kilo kaybına reaksiyon verebilir. Yaşayabileceğiniz kimi değişiklikler;
Beden ağrıları
Grip olmuş üzere yorgun hissetmek
Soğuk hissetmek
Kuru cilt
Saç incelmesi ve saç dökülmesi
Ruh hali değişiklikleri
Tüp mide ameliyatı daha sonrası kişinin kilo alma riski pek düşüktür. Bu fizyolojiden azamî faydanın sağlanması için hastanın cerrah ve diyetisyenlerinin tavsiye etmiş olduğu bakım ve beslenme planına göre beslenmelerini düzenlenmeleri hayli kıymetlidir. Hasta uygun beslenmenin dışına çıktığında midesi oldukça şişebilir. Bu durum, operasyon daha sonrası yaralarının düzgünleşmesini engelleyebilir. Ameliyat daha sonrası yine kilo alma görülen olayların neredeyse tamamında, öğün kapasitesinde artma olmamıştır. tekrar kilo almanın sebebi, öğünler içinde, bilhassa de yüksek kalorili atıştırmalardır.