Ders çalışırken hangi yöntemleri kullanırız ?

Emir

New member
Ders Çalışırken Hangi Yöntemleri Kullanırız? Bir Hikâye ve Veriyle Yoğrulmuş Bir Keşif

Merhaba arkadaşlar,

Ders çalışırken kullandığımız yöntemler hakkında düşündüğümde, her birimizin farklı yaklaşımları, farklı hikâyeleri olduğunu fark ettim. Kimimiz sabahın erken saatlerinde kafamızda net bir planla başlar, kimimiz geceye kadar mücadele eder. Kimimiz sesli çalışmayı tercih ederken, kimimiz tam bir sessizlik içinde odaklanmayı sağlar. Ancak bu farklılıkların arkasında ne var? Birçok kişisel tercihin, aslında bilimsel temellere dayanan verilerle şekillendiğini biliyor muyuz? Hadi gelin, ders çalışma yöntemlerimizi biraz daha derinlemesine inceleyelim ve verilerle desteklenmiş bazı yaklaşımları keşfedelim.

Hikâye Başlıyor: Bir Günün Çalışma Serüveni

Bir sabah, Elif adında bir öğrenci, yoğun bir sınav dönemiyle karşı karşıya kalır. Sabah erken kalkar, kahvesini alır ve masasına oturur. Bir liste yaparak ders çalışacağı konuları sırasıyla yazmaya başlar. Bu, Elif'in “Pomodoro” tekniğini uygulayarak çalışacağı ilk seanstır. 25 dakika kesintisiz çalışıp, 5 dakikalık kısa bir ara verir. Elif, bu teknik sayesinde yüksek verim aldığını fark etmiştir. Pomodoro tekniği, 1980’lerde Francesco Cirillo tarafından geliştirilmiş ve zamanla oldukça popüler olmuştur. Elif, bu yöntem sayesinde odaklanma süresini en verimli şekilde kullanabildiğini, dağılma ve sıkılma hissini de minimuma indirdiğini söylüyor.

Ancak, aynı sınıfta, Ahmet başka bir yaklaşım benimsemektedir. Ahmet, sadece gece çalışmanın verimli olduğuna inanır. Gece, etraf sessiz olur, kafasında ne düşünüyorsa onlara odaklanabilir. Sabaha kadar ders çalışarak ve her saat başı bir şeyler yazarak ilerler. Bu da, onun için kendi verimli çalışma yöntemidir. Ancak, Ahmet’in bu gece çalışma alışkanlığı, vücudun biyolojik saatine de oldukça karşıt bir yaklaşım olduğu için bazı zorluklar yaratabilir. İnsan vücudu genellikle geceyi uyku, gündüzü ise uyanıklık için tasarlanmıştır. Verilere dayalı araştırmalar, gece geç saatlere kadar çalışan kişilerin, uykusuzluk nedeniyle bilişsel performanslarının düştüğünü göstermektedir.

Pomodoro, Öğrenme ve Zihinsel Çeviklik: Veriyle Desteklenen Yöntemler

Yapılan bir araştırma, Pomodoro tekniği gibi zaman dilimlerine ayrılmış çalışma yöntemlerinin, öğrenme sürecini nasıl optimize edebileceğini ortaya koymuştur. 2016’da yapılan bir çalışma, bu tür tekniklerin odaklanmayı artırdığı ve bilgi akışını yönetmede daha verimli sonuçlar doğurduğunu göstermiştir. Çalışma, zaman dilimleriyle sınırlı sürelerde çalışan kişilerin, daha uzun süre kesintisiz çalışanlara göre daha fazla bilgi depolayabildiklerini ortaya koymuştur. Bu yöntem, özellikle dikkat dağınıklığı yaşayan öğrenciler için faydalıdır.

Buna karşın, Ahmet'in gece çalışmaları da kendi içinde bir avantaj taşır. Birçok kişi, kendi biyolojik saatiyle uyumlu çalışmanın daha iyi sonuçlar vereceğini söylese de, araştırmalar da bunu desteklemektedir. Yani, eğer kişi geceyi verimli geçirebilecekse, o saatlerde yapılan çalışmaların, gündüz yapılanlardan daha fazla verim verebileceği kanıtlanmıştır. Ancak bu, herkes için geçerli olmayabilir. Çalışmanın ne kadar etkili olacağı, kişisel biyolojik saatinize ne kadar uyum sağladığınıza bağlıdır.

Erkeklerin Pratik ve Sonuç Odaklı Bakış Açıları: Verilerle Yönlendirilen Çalışma

Erkekler genellikle çalışma yöntemlerinde pratik ve sonuç odaklı bir yaklaşımı tercih ederler. Ahmet’in gece çalışması örneğinde olduğu gibi, erkeklerin çalışma alışkanlıkları sıklıkla zamanın nasıl en verimli kullanılabileceği üzerine yoğunlaşır. Bu da genellikle, odaklanmayı ve bitirme sürecini en hızlı hale getirme gayretidir. Verilere dayalı bir bakış açısıyla, erkeklerin sıklıkla tercih ettiği bu tür stratejiler, genellikle zorluklarla mücadeleye yönelik bir yaklaşımı da beraberinde getirir.

Çeşitli araştırmalar, erkeklerin daha çok içsel motivasyonlarıyla hareket ettiklerini, dışsal faktörlerden (örneğin, başkalarının beklentileri) daha az etkilendiklerini göstermektedir. Bu da onların, işin gerekliliğine odaklanmalarına ve sonuç odaklı düşünmelerine olanak sağlar. Örneğin, bir erkek öğrenci “Bu konuda başarılı olmak için kaç saat çalışmalıyım?” sorusuna odaklanarak, çalışmanın uzunluğu ve verimliliği hakkında net bir strateji geliştirir.

Kadınların Duygusal ve Topluluk Odaklı Bakış Açıları: Dayanışma ve Paylaşım

Kadınlar ise çalışma sürecinde daha duygusal ve topluluk odaklı yaklaşımlar geliştirebilirler. Öğrenme süreci, genellikle sosyal bağlarla da ilişkilidir. Bir kadın öğrencinin ders çalışma serüveninde en önemli faktörlerden biri, etrafındaki kişilerle iletişim kurarak veya birlikte çalışarak duygusal bir bağ kurmaktır. Bir kadın için çalışma, bazen yalnızca bilgi edinmek değil, aynı zamanda başkalarıyla deneyim paylaşmaktır.

Grup çalışmaları, kadın öğrencilerin özellikle tercih ettiği bir yöntemdir. Bu, birbirlerinin deneyimlerinden öğrenmeyi ve dayanışma içinde olmayı içerir. Kadınlar, ders çalışırken kendi içsel motivasyonlarının yanı sıra toplulukla güçlü bir bağ kurma ihtiyacı hissederler. Bu yöntem, özellikle psikolojik dayanıklılığı artırmada, stresle başa çıkmada ve topluluk içindeki dayanışma duygusunu güçlendirmede önemli bir rol oynar.

Hikâyenin Sonu ve Soru: Hangi Yöntem Daha Verimli?

Sonuç olarak, hepimizin ders çalışma yöntemleri farklı. Kimisi Pomodoro tekniğiyle kısa süreli kesintilerle, kimisi gece boyunca kesintisiz bir şekilde çalışmayı tercih ediyor. Ancak bu farklılıkların altında yatan veriler, her birimizin biyolojik yapısına, psikolojik ihtiyaçlarına ve sosyal çevremize göre şekilleniyor.

Peki, siz hangi yöntemi daha verimli buluyorsunuz? Günün hangi saatlerinde ders çalışmak sizin için daha verimli? Hangi çalışma tekniği sizi daha motive ediyor ve sonuç aldığınızı hissettiriyor? Çalışma yöntemlerinin toplumsal açıdan insanları nasıl etkileyebileceğine dair görüşlerinizi de paylaşmanızı çok isterim. Hadi, hep birlikte bu konuda daha fazla beyin fırtınası yapalım!
 
Üst