Konumuz aşk! Aşkla ilgili ruhsal gerçekler, aşık olduğunuzda beyninizin size abartılı bir çekim ve şehvet hissettiren her cinsten hormon ve kimyasalları özgür bıraktığını kanıtlıyor. Yani aslında bizi aşık şey beynimiz! Aşk hakkındaki gerçekleri duymaya hazırsanız başlayalım! Haydi buyurun ????
Kaynak: https://www.yourtango.com/love/mind-b…
1. Aşk, bir çiftin kalp atışlarının senkronize bulunmasına yol açar.
Bir bağ ortasındaki birine derinden bağlı olduğunuzda, kalp atışlarınızın senkronize olduğunu fark edeceksiniz. Bu, sizin ve eşiniz içinde daha derin bir bağ olduğunun göstergesidir.
2. Şehvet ve aşk birbirinden farklı şeylerdir.
Şehvet duygusu ruhsal olarak kuşağımı devam ettirme güdüsüyle ilgilidir. Testosteron ve östrojen, bu şehvetli hisleri üreten birincil hormonlardır. Bu yüzden şehvet odaklı bağlar fizikî çekim odaklıdır. Lakin bir bağ aşka dayalı olduğunda, karşınızdaki kişiyi duygusal seviyede tanımak istersiniz.
3. Aşk hormonları size çılgınca şeyler yaptırabilir!
Örneğin kıskançlık, aşk hormonlarından biri olan oksitosinin niye olduğu bir durumdur. Yani oksitosin hormonu ne kadar yükselirse o kadar toksikleşirsiniz!
4. Aşk aslında üç farklı histen oluşur.
Antropolog ve insan davranışı araştırmacısı Helen Fisher’a nazaran, ‘aşk’ dediğimiz şey şehvet, çekim ve bağlılığın bir birleşimidir.
5. Aşk kimi vakit makûs kararlara yol açabilir!
Birine aşık olduğunuzda, ‘normalde bu biçimde yapmazdım’ söylemiş olduğiniz cinsten şeyleri yapabilirsiniz. Bir kişi cinsel olarak uyarıldığında, o kişinin beyni, öz farkındalığını, eleştirel kanısını ve mantığını kapatır. Yani bu yüzden saçmalıyoruz!
6. Denklem sıradan! Aşk = sıhhat.
2014 yılında yapılan bir araştırma, evli insanların muhakkak kardiyovasküler hastalıklara yakalanma mümkünlüğünün daha düşük olduğunu buldu. Çalışma, ‘evlilerin bekarlara kıyasla rastgele bir vasküler hastalığa yakalanma mümkünlüğünün yüzde 5 daha az olduğunu’ ve ayrıyeten ‘abdominal aort anevrizması, serebrovasküler hastalık ve periferik arter hastalığı olasılığının’ sırasıyla; yüzde 8, yüzde 9 ve yüzde 19 daha düşük olduğunu buldu.
7. Aşk, memnunluk hormonu salgılamanıza yol açar.
Kendinizi berbat hissettiğinde, sevdiğiniz kişiyi düşünmek modunuzu yükseltir. Fisher tarafınca yürütülen bir araştırmaya nazaran aşk, size olumlu hisleri hissettirmekten sorumlu nörotransmiter olan dopamini hür bırakır.
8. Birini sevip sevmediğinizi dört dakikada anlarsınız.
Aşk, bedeninizin epey çabuk tanıdığı bir şeydir. Psikoloji profesörü Arthur Aron tarafınca yapılan ikonik bir araştırma, yalnızca dört dakika boyunca birbirinizin gözlerine baktıktan daha sonra birine karşı ağır bir yakınlık hissedebileceğinizi sav ediyor. Bizce deneme bedel, sizce?
9. “Kendi liginizde” birine aşık olma olasılığınız fazlaca daha yüksek.
2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre, beşerler aşağı üst kendileriyle tıpkı caziplikte olan insanlara yöneliyor. Aslında bakarsanız ‘İnsan kendine benzeyeni sever’ klişesi bi’ açıdan doğru!
10. “Aşktan gözü kör oldu” kelamı nitekim de doğru!
Biriyle birlikte olduğunuzda, bedeniniz doğal olarak beyindeki olumsuz hisleri açıklayan nöral yolları devre dışı bırakır. Bu, bedeninizin sevginiz ve sevgilinizle ilgili kritik değerlendirmeleri kapattığı vakittir. Sevdiğimiz insanın kusurlarını görmememizin niçini bu!
11. Aşk kimyasal olarak OKB’ye misal.
Aşkın birinci etaplarında, birden fazla insanın bedenlerinde daha düşük serotonin düzeyleri ve daha yüksek bir kortizol düzeyi vardır. Serotonin memnunlukla, kortizol ise gerilimle ilişkilidir. Yapılan araştırmalar, bu düzeylerin OKB (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) teşhisi konan insanlara fazlaca benzeri olduğu gösteriyor.
12. Birine bağlanma duygusu romantik bağlarla hudutlu değildir.
Sevgiyi harekete geçiren hislerden biri olan bağlanma, bilhassa anne-çocuk münasebetlerinde kendini gösterir. Oksitosin ve vazopressin, bağlanma hisleri olduğunda salınan en önemli hormonlardır. Yani birine bağlı hissetmeniz için aşık olmanız gerekmiyor.
13. Sevdiğiniz bireyle el ele tutuşmak gerilim ve acıyı azaltır.
Yapılan araştırmalar, el ele tutuşan çiftlerin daha derin bir bağa sahip olduğunu ve gerilimli durumlarda yahut eşleri acı çekiyorsa birbirlerini daha uygun hissettirebildiklerini gösteriyor. Seven sevdiğine sarılsın, elini tutsun ????
14. Aşıkken daha kolay hastalanırsınız.
Birisi aşık olduğunda, bir noktada aşk hastalığına yakalanır desek yeridir. Aşık olduğunuzda bedeniniz, kişinin bağışıklık sistemini baskılayan bir gerilim hormonu olan kortizol salgılar. Bu da daha kolay hastalanabilirsiniz demektir.
15. “Midemde kelebekler uçuşuyor” hissi gerçektir.
Midenizde kelebekler uçuşmasının sebebi aslında bedende salınan adrenalindir. Adrenalinden dolayı sevdiğiniz kişiyi gördüğünüzde karnınız ağrır ve midenizde kelebekler uçuşur.
Kaynak: https://www.yourtango.com/love/mind-b…
1. Aşk, bir çiftin kalp atışlarının senkronize bulunmasına yol açar.
Bir bağ ortasındaki birine derinden bağlı olduğunuzda, kalp atışlarınızın senkronize olduğunu fark edeceksiniz. Bu, sizin ve eşiniz içinde daha derin bir bağ olduğunun göstergesidir.
2. Şehvet ve aşk birbirinden farklı şeylerdir.
Şehvet duygusu ruhsal olarak kuşağımı devam ettirme güdüsüyle ilgilidir. Testosteron ve östrojen, bu şehvetli hisleri üreten birincil hormonlardır. Bu yüzden şehvet odaklı bağlar fizikî çekim odaklıdır. Lakin bir bağ aşka dayalı olduğunda, karşınızdaki kişiyi duygusal seviyede tanımak istersiniz.
3. Aşk hormonları size çılgınca şeyler yaptırabilir!
Örneğin kıskançlık, aşk hormonlarından biri olan oksitosinin niye olduğu bir durumdur. Yani oksitosin hormonu ne kadar yükselirse o kadar toksikleşirsiniz!
4. Aşk aslında üç farklı histen oluşur.
Antropolog ve insan davranışı araştırmacısı Helen Fisher’a nazaran, ‘aşk’ dediğimiz şey şehvet, çekim ve bağlılığın bir birleşimidir.
5. Aşk kimi vakit makûs kararlara yol açabilir!
Birine aşık olduğunuzda, ‘normalde bu biçimde yapmazdım’ söylemiş olduğiniz cinsten şeyleri yapabilirsiniz. Bir kişi cinsel olarak uyarıldığında, o kişinin beyni, öz farkındalığını, eleştirel kanısını ve mantığını kapatır. Yani bu yüzden saçmalıyoruz!
6. Denklem sıradan! Aşk = sıhhat.
2014 yılında yapılan bir araştırma, evli insanların muhakkak kardiyovasküler hastalıklara yakalanma mümkünlüğünün daha düşük olduğunu buldu. Çalışma, ‘evlilerin bekarlara kıyasla rastgele bir vasküler hastalığa yakalanma mümkünlüğünün yüzde 5 daha az olduğunu’ ve ayrıyeten ‘abdominal aort anevrizması, serebrovasküler hastalık ve periferik arter hastalığı olasılığının’ sırasıyla; yüzde 8, yüzde 9 ve yüzde 19 daha düşük olduğunu buldu.
7. Aşk, memnunluk hormonu salgılamanıza yol açar.
Kendinizi berbat hissettiğinde, sevdiğiniz kişiyi düşünmek modunuzu yükseltir. Fisher tarafınca yürütülen bir araştırmaya nazaran aşk, size olumlu hisleri hissettirmekten sorumlu nörotransmiter olan dopamini hür bırakır.
8. Birini sevip sevmediğinizi dört dakikada anlarsınız.
Aşk, bedeninizin epey çabuk tanıdığı bir şeydir. Psikoloji profesörü Arthur Aron tarafınca yapılan ikonik bir araştırma, yalnızca dört dakika boyunca birbirinizin gözlerine baktıktan daha sonra birine karşı ağır bir yakınlık hissedebileceğinizi sav ediyor. Bizce deneme bedel, sizce?
9. “Kendi liginizde” birine aşık olma olasılığınız fazlaca daha yüksek.
2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre, beşerler aşağı üst kendileriyle tıpkı caziplikte olan insanlara yöneliyor. Aslında bakarsanız ‘İnsan kendine benzeyeni sever’ klişesi bi’ açıdan doğru!
10. “Aşktan gözü kör oldu” kelamı nitekim de doğru!
Biriyle birlikte olduğunuzda, bedeniniz doğal olarak beyindeki olumsuz hisleri açıklayan nöral yolları devre dışı bırakır. Bu, bedeninizin sevginiz ve sevgilinizle ilgili kritik değerlendirmeleri kapattığı vakittir. Sevdiğimiz insanın kusurlarını görmememizin niçini bu!
11. Aşk kimyasal olarak OKB’ye misal.
Aşkın birinci etaplarında, birden fazla insanın bedenlerinde daha düşük serotonin düzeyleri ve daha yüksek bir kortizol düzeyi vardır. Serotonin memnunlukla, kortizol ise gerilimle ilişkilidir. Yapılan araştırmalar, bu düzeylerin OKB (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) teşhisi konan insanlara fazlaca benzeri olduğu gösteriyor.
12. Birine bağlanma duygusu romantik bağlarla hudutlu değildir.
Sevgiyi harekete geçiren hislerden biri olan bağlanma, bilhassa anne-çocuk münasebetlerinde kendini gösterir. Oksitosin ve vazopressin, bağlanma hisleri olduğunda salınan en önemli hormonlardır. Yani birine bağlı hissetmeniz için aşık olmanız gerekmiyor.
13. Sevdiğiniz bireyle el ele tutuşmak gerilim ve acıyı azaltır.
Yapılan araştırmalar, el ele tutuşan çiftlerin daha derin bir bağa sahip olduğunu ve gerilimli durumlarda yahut eşleri acı çekiyorsa birbirlerini daha uygun hissettirebildiklerini gösteriyor. Seven sevdiğine sarılsın, elini tutsun ????
14. Aşıkken daha kolay hastalanırsınız.
Birisi aşık olduğunda, bir noktada aşk hastalığına yakalanır desek yeridir. Aşık olduğunuzda bedeniniz, kişinin bağışıklık sistemini baskılayan bir gerilim hormonu olan kortizol salgılar. Bu da daha kolay hastalanabilirsiniz demektir.
15. “Midemde kelebekler uçuşuyor” hissi gerçektir.
Midenizde kelebekler uçuşmasının sebebi aslında bedende salınan adrenalindir. Adrenalinden dolayı sevdiğiniz kişiyi gördüğünüzde karnınız ağrır ve midenizde kelebekler uçuşur.