Stres hayatımızın her alanında şu biçimde ya da bu biçimde maruz kaldığımız bir durum ama yeni yapılan bir araştırma, evlilik geriliminin kalp sıhhati ile direkt bağlantılı olduğunu saptayarak buna farklı bir boyut kazandırdı. Yani keyifli bir evliliğiniz var ise kalp krizini daha kolay atlatma ihtimaliniz yüksek! İşte Yale Üniversitesi’nden bu yeni araştırmanın bilgilerinı sizler için derledik. Haydi okumaya!
Kalp sıhhati hayatımızın hiç bir periyodunda hafifçee alınmaması gereken bir gerçek; genç yaşlardan itibaren sigara kullanmak, sistemsiz ve sıhhatsiz beslenmek, hareketsizlik üzere biroldukça faktör kalp sıhhatini makus etkileyebiliyor.
Ayrıca bu fiziki faktörlerin yanı sıra ruhsal durumumuz da kalp sıhhati için pek değerliyken tüm bunlara yeni bir etken daha eklendi; evlilik!
Yale Üniversitesi’nden bilim insanları, kalp sıhhati konusunda evliliğin tesirlerini inceleyerek yeni bir bakış açısı getirdi ve biz de bu araştırmanın bilgilerinı sizler için derledik. Keyifli okumalar…
Araştırmaya bakılırsa keyifli bir evlilik kalp sıhhatini âlâ tarafta etkiliyor.
Ayrıca memnun evlilikleri olan hastalar kalp krizi daha sonrasında kendilerini daha süratli toparlıyorlar. Bilim insanları uyumlu ilgileri olan genç hastalarda göğüs ağrılarının ve yeniden hastaneye yatma oranlarının azaldığını tespit etti. Buna rağmen geçimsiz ilgileri olan hastaların düzgünleşme süreçleri daha yavaş ilerliyordu.
Ayrıca araştırmacılar bu bulguların, kalp sıhhati uzmanlarının hastaların şahsi hayatlarını ve akıl sıhhatlerini da dikkate alan bütüncül bir yaklaşımı benimsemelerini sağlayabileceğini düşünüyor.
Her ne kadar kalp rahatsızlıklarının tedavisinde ruhsal ve toplumsal faktörlerin tesirleri evvelinde incelenmiş olsa da evliliğin rolü birinci defa bu araştırmayla gündeme geldi.
Evlilik içi gerilimin güzelleşme sürecine çok makûs bir tesiri olduğu kararına ulaşıldı.
Yale Halk Sıhhati Fakültesi’nde doktora yapan ve araştırmanın öncü müelliflerinden olan Dr. Cenjing Zhu; ülke çapında 103 hastanede 2008-2012 yılları içinde kalp krizi tedavisi goren 18 ila 55 yaş ortası 1593 hastayı inceledi. Bu hastaların tümünün kalp krizi geçirdikleri sırada ya evliydi ya da önemli münasebetleri vardı.
Katılımcılardan birinci vakit içinderda geçirdikleri krizden bir ay daha sonra evliliklerinde yaşadıkları gerilimi birden on ikiye kadar derecelendirmeleri istendi; bir yıl daha sonra ise bedensel ve ruhsal sıhhatleri ile toplumsal alakaları hakkında ek soruları cevaplandırmaları talep edildi.
Evliliklerinde yavaşça yahut hiç gerilim yaşamayan iştirakçilere kıyasla orta seviyede yahut şiddetli gerilim altında olan iştirakçilerin yüzde 67 daha fazla göğüs ağrısı şikayetinde bulunduğu saptanırken yeniden hastaneye yatanların sayısının da yüzde 50 daha yüksek olduğu tespit edildi.
Kadınlar erkeklere kıyasla daha sık gerilim altında olduklarını hissediyor!
Bilim insanları iştirakçilerin evlilik ortasında yaşadıkları gerilimin erkekten bayana da farklılık gösterdiğini keşfetti. Buna bakılırsa 10 bayandan 4’ü şiddetli gerilimden mustaripken 10 erkekten yalnızca 3’ünün evliliklerinde şiddetli gerilim yaşadıkları kararına ulaşıldı.
New York Üniversitesi Grossman Tıp Fakültesi’nden Dr. Nieca Goldberg şöyleki ekliyor; ‘Bu çalışma kalp hastaları için ruhsal sıhhatin değerinin altını çizdiği üzere evliliklerde hanımın üzerindeki yükün büyüklüğü konusunu bir sefer daha vurgulamış oldu.’
Sağlık çalışanları da güzelleşme devrinde hastaların ruhsal sıhhatlerine ihtimam göstermeli.
Dr. Zhu, sıhhat çalışanlarını, kalp hastalarının güzelleşme süreçlerine tesir eden şahsi durumları göz önünde bulundurmaları gerektiği konusunda uyarıyor ve hastalarını gerilimin nasıl azaltılıp yönetileceği konusunda bilgilendirmelerinin elzem olduğunun da altını çiziyor.
Tabii ki hayatımızdaki gerilimin tek kaynağı evlilik yahut münasebetler değil…
www.flickr.com
Dr. Zhu’ya nazaran yaptıkları araştırma, evlilik ömründe hissedilen gerilimin genç yetişkinlerin kalp krizi daha sonrasında güzelleşme süreçlerinin uzamasına niye olduğunu dayanaklar nitelikte. Buna ek olarak nakdî kasvetler ve iş gerilimi üzere öbür faktörlerin de güzelleşme sürecini etkilediğini düşünüyor ama bunların tespiti için daha ayrıntılı incelemeler yapılması gerektiğinin de altını çiziyor.
Sizler bu araştırma hakkında neler düşünüyorsunuz? Bizimle paylaşmayı unutmayın, haydi yorumlara!
Kalp sıhhati hayatımızın hiç bir periyodunda hafifçee alınmaması gereken bir gerçek; genç yaşlardan itibaren sigara kullanmak, sistemsiz ve sıhhatsiz beslenmek, hareketsizlik üzere biroldukça faktör kalp sıhhatini makus etkileyebiliyor.
Ayrıca bu fiziki faktörlerin yanı sıra ruhsal durumumuz da kalp sıhhati için pek değerliyken tüm bunlara yeni bir etken daha eklendi; evlilik!
Yale Üniversitesi’nden bilim insanları, kalp sıhhati konusunda evliliğin tesirlerini inceleyerek yeni bir bakış açısı getirdi ve biz de bu araştırmanın bilgilerinı sizler için derledik. Keyifli okumalar…
Araştırmaya bakılırsa keyifli bir evlilik kalp sıhhatini âlâ tarafta etkiliyor.
Ayrıca memnun evlilikleri olan hastalar kalp krizi daha sonrasında kendilerini daha süratli toparlıyorlar. Bilim insanları uyumlu ilgileri olan genç hastalarda göğüs ağrılarının ve yeniden hastaneye yatma oranlarının azaldığını tespit etti. Buna rağmen geçimsiz ilgileri olan hastaların düzgünleşme süreçleri daha yavaş ilerliyordu.
Ayrıca araştırmacılar bu bulguların, kalp sıhhati uzmanlarının hastaların şahsi hayatlarını ve akıl sıhhatlerini da dikkate alan bütüncül bir yaklaşımı benimsemelerini sağlayabileceğini düşünüyor.
Her ne kadar kalp rahatsızlıklarının tedavisinde ruhsal ve toplumsal faktörlerin tesirleri evvelinde incelenmiş olsa da evliliğin rolü birinci defa bu araştırmayla gündeme geldi.
Evlilik içi gerilimin güzelleşme sürecine çok makûs bir tesiri olduğu kararına ulaşıldı.
Yale Halk Sıhhati Fakültesi’nde doktora yapan ve araştırmanın öncü müelliflerinden olan Dr. Cenjing Zhu; ülke çapında 103 hastanede 2008-2012 yılları içinde kalp krizi tedavisi goren 18 ila 55 yaş ortası 1593 hastayı inceledi. Bu hastaların tümünün kalp krizi geçirdikleri sırada ya evliydi ya da önemli münasebetleri vardı.
Katılımcılardan birinci vakit içinderda geçirdikleri krizden bir ay daha sonra evliliklerinde yaşadıkları gerilimi birden on ikiye kadar derecelendirmeleri istendi; bir yıl daha sonra ise bedensel ve ruhsal sıhhatleri ile toplumsal alakaları hakkında ek soruları cevaplandırmaları talep edildi.
Evliliklerinde yavaşça yahut hiç gerilim yaşamayan iştirakçilere kıyasla orta seviyede yahut şiddetli gerilim altında olan iştirakçilerin yüzde 67 daha fazla göğüs ağrısı şikayetinde bulunduğu saptanırken yeniden hastaneye yatanların sayısının da yüzde 50 daha yüksek olduğu tespit edildi.
Kadınlar erkeklere kıyasla daha sık gerilim altında olduklarını hissediyor!
Bilim insanları iştirakçilerin evlilik ortasında yaşadıkları gerilimin erkekten bayana da farklılık gösterdiğini keşfetti. Buna bakılırsa 10 bayandan 4’ü şiddetli gerilimden mustaripken 10 erkekten yalnızca 3’ünün evliliklerinde şiddetli gerilim yaşadıkları kararına ulaşıldı.
New York Üniversitesi Grossman Tıp Fakültesi’nden Dr. Nieca Goldberg şöyleki ekliyor; ‘Bu çalışma kalp hastaları için ruhsal sıhhatin değerinin altını çizdiği üzere evliliklerde hanımın üzerindeki yükün büyüklüğü konusunu bir sefer daha vurgulamış oldu.’
Sağlık çalışanları da güzelleşme devrinde hastaların ruhsal sıhhatlerine ihtimam göstermeli.
Dr. Zhu, sıhhat çalışanlarını, kalp hastalarının güzelleşme süreçlerine tesir eden şahsi durumları göz önünde bulundurmaları gerektiği konusunda uyarıyor ve hastalarını gerilimin nasıl azaltılıp yönetileceği konusunda bilgilendirmelerinin elzem olduğunun da altını çiziyor.
Tabii ki hayatımızdaki gerilimin tek kaynağı evlilik yahut münasebetler değil…
www.flickr.com
Dr. Zhu’ya nazaran yaptıkları araştırma, evlilik ömründe hissedilen gerilimin genç yetişkinlerin kalp krizi daha sonrasında güzelleşme süreçlerinin uzamasına niye olduğunu dayanaklar nitelikte. Buna ek olarak nakdî kasvetler ve iş gerilimi üzere öbür faktörlerin de güzelleşme sürecini etkilediğini düşünüyor ama bunların tespiti için daha ayrıntılı incelemeler yapılması gerektiğinin de altını çiziyor.
Sizler bu araştırma hakkında neler düşünüyorsunuz? Bizimle paylaşmayı unutmayın, haydi yorumlara!