BRICS’in (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) Batı’ya, özellikle de G7’ye yapısal bir alternatif olma hedefi “oldukça sorunlu” görünüyor. ISPI’nin bilimsel danışmanı Büyükelçi Stefano Stefanini, Johannesburg’da beklenen BRICS zirvesinin açıldığı gün, grubun genişlemesinin gündemin en üstünde yer aldığı Adnkronos ile yaptığı röportajda bunu savundu: en az 40 ülke ilgilenecek 23’ü resmi olarak başvuruda bulundu.
Ancak Stefanini’ye göre, ICC’nin uluslararası tutuklama emrindeki ‘kusur’ nedeniyle Güney Afrika’ya gitmeyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yokluğu nedeniyle “sakat” görünen ve ” Baskın” figür Çin lideri Xi Jinping’dir.
Büyükelçi, Çin’in, BRICS’i G7’ye güvenilir bir alternatif haline getirmek ve aynı ağırlığa sahip olmak veya “en azından G7’nin toplam GSYİH’sine ulaşmak” amacıyla genişletme fikrinin “büyük savunucusu” olduğunu açıklıyor. ancak bu noktada “Güney Afrika dışında bir fikir birliği yok”.
Gerçekten de Stefanini’ye göre, Brezilya ve Hindistan “oldukça şüpheci görünüyor”; ikincisi BRICS üyesi ve aynı zamanda Avustralya, Japonya ve ABD ile ittifak olan Quad’ın bir üyesi olarak “oldukça akrobatik” bir uluslararası konuma sahip. Nihai amacı Çin’i kontrol altına almaktır.
Büyükelçi şöyle devam ediyor: Yeni Delhi’nin Pekin’le rekabeti var ve Güneydoğu Asya devinin başkanlığını üstlendiği G20 zirvesinin başarılı olması için “dengeli” bir pozisyon alması gerektiği gerçeği “göz ardı edilmemeli”. birkaç hafta içinde ev sahipliği yapacak.
Stefanini daha sonra BRICS genişleme sürecinin alacağı yönü anlamak için açıklığa kavuşturulması gereken bazı yönlerine işaret ediyor. Her şeyden önce gruba katılabilecek ülkeler: Büyükelçiye göre İran, Venezuela veya Belarus’un olası girişi “gruba Batı karşıtı bir çağrışım kazandıracaktır”.
BRICS’in genişlemesine ulaştığımızı varsayarsak, Stefanini’ye göre yeni ülkelerin zamanlamasının ve sayısının ne olduğunu görmemiz gerekiyor. Büyükelçi, “Rekabetlerin zaten var olduğu, ne kadar çok ülke girerse rekabet unsurlarının da o kadar artacağı” bir sistemde, Batı’nın arkasında, Bric’lerden farklı olarak “zaten oldukça yapılandırılmış bir uluslararası işbirliği ağı ve köklerinin” olduğuna dikkat çekiyor. uyum çok daha güçlü”.
Beklenenden daha az büyüyen ve deflasyona girme riski taşıyan Çin’in son dönemde ortaya çıkardığı ekonomik sorunlar da göz önüne alındığında, Johannesburg’daki gözlemcilerin gözleri kaçınılmaz olarak Xi’ye odaklanacak. Stefanini, geçmişle karşılaştırıldığında Xi’nin zirveye “ekonomik kırılganlığın Aşil topuğuyla geldiğini ve muhataplarının bunu çok iyi bildiğini” ekliyor ve ona göre “bu göreli iç zayıflık, bir anlamda dış başarı arama niyetini güçlendiriyor” “.
ISPI bilimsel danışmanı, bu nedenle, “her zaman fikir birliği için formüller bulmayı amaçlayan bu ülkelerin diplomatik yaklaşımları hakkında biraz bilgi sahibi olduğumuzdan, BRICS’in genişlemesi konusunda olası bir açılım bekleyebiliriz” sonucuna varıyor.
Ancak Stefanini’ye göre, ICC’nin uluslararası tutuklama emrindeki ‘kusur’ nedeniyle Güney Afrika’ya gitmeyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yokluğu nedeniyle “sakat” görünen ve ” Baskın” figür Çin lideri Xi Jinping’dir.
Büyükelçi, Çin’in, BRICS’i G7’ye güvenilir bir alternatif haline getirmek ve aynı ağırlığa sahip olmak veya “en azından G7’nin toplam GSYİH’sine ulaşmak” amacıyla genişletme fikrinin “büyük savunucusu” olduğunu açıklıyor. ancak bu noktada “Güney Afrika dışında bir fikir birliği yok”.
Gerçekten de Stefanini’ye göre, Brezilya ve Hindistan “oldukça şüpheci görünüyor”; ikincisi BRICS üyesi ve aynı zamanda Avustralya, Japonya ve ABD ile ittifak olan Quad’ın bir üyesi olarak “oldukça akrobatik” bir uluslararası konuma sahip. Nihai amacı Çin’i kontrol altına almaktır.
Büyükelçi şöyle devam ediyor: Yeni Delhi’nin Pekin’le rekabeti var ve Güneydoğu Asya devinin başkanlığını üstlendiği G20 zirvesinin başarılı olması için “dengeli” bir pozisyon alması gerektiği gerçeği “göz ardı edilmemeli”. birkaç hafta içinde ev sahipliği yapacak.
Stefanini daha sonra BRICS genişleme sürecinin alacağı yönü anlamak için açıklığa kavuşturulması gereken bazı yönlerine işaret ediyor. Her şeyden önce gruba katılabilecek ülkeler: Büyükelçiye göre İran, Venezuela veya Belarus’un olası girişi “gruba Batı karşıtı bir çağrışım kazandıracaktır”.
BRICS’in genişlemesine ulaştığımızı varsayarsak, Stefanini’ye göre yeni ülkelerin zamanlamasının ve sayısının ne olduğunu görmemiz gerekiyor. Büyükelçi, “Rekabetlerin zaten var olduğu, ne kadar çok ülke girerse rekabet unsurlarının da o kadar artacağı” bir sistemde, Batı’nın arkasında, Bric’lerden farklı olarak “zaten oldukça yapılandırılmış bir uluslararası işbirliği ağı ve köklerinin” olduğuna dikkat çekiyor. uyum çok daha güçlü”.
Beklenenden daha az büyüyen ve deflasyona girme riski taşıyan Çin’in son dönemde ortaya çıkardığı ekonomik sorunlar da göz önüne alındığında, Johannesburg’daki gözlemcilerin gözleri kaçınılmaz olarak Xi’ye odaklanacak. Stefanini, geçmişle karşılaştırıldığında Xi’nin zirveye “ekonomik kırılganlığın Aşil topuğuyla geldiğini ve muhataplarının bunu çok iyi bildiğini” ekliyor ve ona göre “bu göreli iç zayıflık, bir anlamda dış başarı arama niyetini güçlendiriyor” “.
ISPI bilimsel danışmanı, bu nedenle, “her zaman fikir birliği için formüller bulmayı amaçlayan bu ülkelerin diplomatik yaklaşımları hakkında biraz bilgi sahibi olduğumuzdan, BRICS’in genişlemesi konusunda olası bir açılım bekleyebiliriz” sonucuna varıyor.