Hızlandırılmış büyüme
2011 yılında Karayipler'deki ilk büyük varışlar, kuzey Venezuela'dan başlayarak bildirildi. 2017 ve 2018'de 15 ve 32 milyon yüzen ton ölçüldü.
Bu konsantrasyona Atlantik'te büyük bir Sargassic kemer denir ve Sierra Leone'den Meksika Körfezi'ne 9.000 kilometre ulaşan uzantılar.
Araştırma firması, “Sargassum'un büyümesi, suyun sıcaklığı, besinlerin mevcudiyeti ve onu taşıyan deniz akımları gibi faktörlerin kombinasyonundan kaynaklanıyor.”
Uydu izleme, yer değiştirmesi istasyon ve iklim koşullarına göre değişen bu agregalara izin vermiştir. Plajlardaki varlığı çeşitli ekonomik faaliyetleri etkiler.
Sargassum'un açık denizlerde ekolojik önemi
Sargazos Denizi yüzen bir ekosistem olarak çalışır. Bu alglerin sürdürülebilir kullanımına adanmış kuruluş, ekolojik alaka düzeyi nedeniyle onu “Atlantik'te yüzen altın tropikal bir orman” olarak tanımlamaktadır.
Orada histrio histrio balık, portunus Sayi yengeç ve latreute fucorum karides gibi türler yaşıyorlar. 150'ye kadar omurgasız türü de tanımlanmıştır.
Uluslararası Atlantik Orkinos Koruma Komisyonu, Sargasso'nun ton balığı, marlin, vela balık ve birkaç köpekbalığı gibi türlerin anahtarı olduğunu düşünüyor.
Bu bilimsel varlık için, bu yüzen ekosistemler “türler ve habitatlar arasında bağlantı alanları olarak hizmet eder”, bu da korunmalarını sahilin ötesinde güçlendirir.
İnsan ve deniz sağlığı üzerindeki etkiler
Ekolojik ve ekonomik etkiye ek olarak, plajlarda Sargassum birikimi insan sağlığını etkileyebilir. Ayrıştırırken, özellikle var olan koşulları olan kişilerde solunum, nörolojik veya kardiyovasküler rahatsızlığa neden olabilecek hidrojen ve amonyak sülfür gibi bileşikleri serbest bırakır.
Bu birikim olayları da doğrudan temasla riskler üretir, çünkü Sargasso, cilt tahrişine neden olan denizanası larvaları gibi organizmalara ev sahipliği yapabilir. Paspaslar 48 saatten fazla mahsur kalırsa etki artar.
Ek olarak, Sargassum'un pestisitler ve arsenik dahil ağır metaller gibi kirleticiler biriktirebileceği belgelenmiştir. Deniz türleri bu maddeleri emerse ve insan gıda zincirine girerse bu potansiyel riskleri artırır.
2011 yılında Karayipler'deki ilk büyük varışlar, kuzey Venezuela'dan başlayarak bildirildi. 2017 ve 2018'de 15 ve 32 milyon yüzen ton ölçüldü.
Bu konsantrasyona Atlantik'te büyük bir Sargassic kemer denir ve Sierra Leone'den Meksika Körfezi'ne 9.000 kilometre ulaşan uzantılar.
Araştırma firması, “Sargassum'un büyümesi, suyun sıcaklığı, besinlerin mevcudiyeti ve onu taşıyan deniz akımları gibi faktörlerin kombinasyonundan kaynaklanıyor.”
Uydu izleme, yer değiştirmesi istasyon ve iklim koşullarına göre değişen bu agregalara izin vermiştir. Plajlardaki varlığı çeşitli ekonomik faaliyetleri etkiler.
Sargassum'un açık denizlerde ekolojik önemi
Sargazos Denizi yüzen bir ekosistem olarak çalışır. Bu alglerin sürdürülebilir kullanımına adanmış kuruluş, ekolojik alaka düzeyi nedeniyle onu “Atlantik'te yüzen altın tropikal bir orman” olarak tanımlamaktadır.
Orada histrio histrio balık, portunus Sayi yengeç ve latreute fucorum karides gibi türler yaşıyorlar. 150'ye kadar omurgasız türü de tanımlanmıştır.
Uluslararası Atlantik Orkinos Koruma Komisyonu, Sargasso'nun ton balığı, marlin, vela balık ve birkaç köpekbalığı gibi türlerin anahtarı olduğunu düşünüyor.
Bu bilimsel varlık için, bu yüzen ekosistemler “türler ve habitatlar arasında bağlantı alanları olarak hizmet eder”, bu da korunmalarını sahilin ötesinde güçlendirir.
İnsan ve deniz sağlığı üzerindeki etkiler
Ekolojik ve ekonomik etkiye ek olarak, plajlarda Sargassum birikimi insan sağlığını etkileyebilir. Ayrıştırırken, özellikle var olan koşulları olan kişilerde solunum, nörolojik veya kardiyovasküler rahatsızlığa neden olabilecek hidrojen ve amonyak sülfür gibi bileşikleri serbest bırakır.
Bu birikim olayları da doğrudan temasla riskler üretir, çünkü Sargasso, cilt tahrişine neden olan denizanası larvaları gibi organizmalara ev sahipliği yapabilir. Paspaslar 48 saatten fazla mahsur kalırsa etki artar.
Ek olarak, Sargassum'un pestisitler ve arsenik dahil ağır metaller gibi kirleticiler biriktirebileceği belgelenmiştir. Deniz türleri bu maddeleri emerse ve insan gıda zincirine girerse bu potansiyel riskleri artırır.