ahmetbeyler
New member
Neredeyse hepimiz bu imza kampanyalarına katılıyoruz, takviye veriyoruz. Lakin bu imzaların nereye gittiğini, ne amaçlandığını pek çoğumuz bilmiyoruz.
Peki tek ‘tık’la attığımız bu imzalar ne kadar geçerli? Hakikaten internette rastgele bir yere değil de “Bu kampanyayı imzala” yazısına tıklamamız bir şeyleri değiştirebilir mi? Tüm bu niyetlerimizin, sorularımızın yanıtı çok sıradan.
Bu imzaların kanunen bir geçerliliği yok.
X sayıya ulaşırsa gerçekleşeceği söylenen bu imzaların ulaştıkları sayının aslında epey da bir kıymeti yok. Çünkü bu imzaların kanunen rastgele bir geçerliliği de yok. bu türlü toplanan imzaların geçerli olabilmesi için kampanyaya katılan kişilerin elektronik imza kullanımı gerekiyor.
Biroldukca sitede ise kampanyayı imzalamanız için sizden isminiz, soyadınız, yaşadığınız il ve e-posta adresiniz isteniyor. Vermiş olduğunuz bu bilgilerle de yalnızca “Ben de bu kampanyaya dayanak veriyorum” demiş oluyorsunuz.
Geçerliliği olmayan imzalar, ötürüsıyla rastgele bir kurum yahut kuruluşa da iletilmiyor.
Biraz evvel de dediğimiz üzere; elektronik ve ıslak imza haricinde rastgele bir yere tıklayarak imzaladığınız imzaların rastgele bir geçerliliği yok. Yani atılan imzaların belgelenip bakanlıklara, belediyelere, valiliklere verildiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Natürel ki bu pek mantıksız olurdu.
Öte yandan ilgili makamlara teslim edilmek üzere hazırlanan belgelere sırf bireylerin ad-soyadlarının yazılması da biraz garip olurdu. Ancak bir daha de birfazlaca açıdan bu kampanyaların faydaları olduğunu söylememiz gerekiyor.
Sosyal medyanın gücünü gerçek anlamda görüyoruz.
Çevrenizdeki insanlara şu biçimde bir bakın. Arkadaşlarınızdan, ailenizden toplumsal medya kullanmayan kaç kişi var? Tahminen 1-2 kişi aklınıza gelebilir. Lakin toplumsal medya kullanması her geçen gün artıyor. Üstelik yediğimiz yemekler, kullandığımız bakım eserleri, giydiğimiz kıyafetler ve daha biroldukça şey toplumsal medyada gördüklerimize bakılırsa değişiyor. Yaşanan birtakım vakalarda ise toplumsal medya bizi değil, biz sosyal medyayı değiştiriyoruz.
Bir anda baktığımız, paylaştığımız her şey ‘o’ olayla ilgili hale geliyor. İşte burada da kampanyalar devreye giriyor. Her ne kadar imza olarak bir manası olmasa da söylemek istediklerimizi daha yüksek sesle söylememize yardımcı oluyorlar. her insanın paylaştığı, yüz binlerce insanın birebir fikirde olduğu olaylar, gündem yaratarak ilgili makamlar için de harekete geçirici bir tesir yaratabiliyor.
Sosyal medya üzerinden tek bir fotoğrafı yüzlerce, binlerce insan paylaşsa bile tam bir sayı belirlemek mümkün olmazken kampanyalar yardımıyla tıpkı fikirde olduğunuz kaç insan daha olduğunu nazaranbiliyorsunuz. Yani elinizde somut bir data oluyor.
Bu somut bilgiler vakit zaman davalarda da kullanılabiliyor.
Her ne kadar imzaların kanunen bir geçerliliği olmasa da mevzuyla ilgili açılan davalarda ilgili kurum yahut bireyler “Benim üzere düşünen X kişi var” demek hedefiyle kampanyaya katılan bireylerin dosyasını PDF olarak mahkemeye sunabiliyor.
Bazı sitelerde kampanyayı imzalamakla kalmayıp bağış da yapabiliyorsunuz.
Bu hedefle kullanılan birtakım sitelerde kampanyayı imzaladıktan daha sonra “XX TL göndererek dayanak olabilirsiniz” seçeneği çıkıyor ve dilerseniz buradan yaklaşık 40-50 TL’den başlayan ölçülerde bağış yapabiliyorsunuz. Alışılmış dilerseniz binlerce liralık bağış da yapabilirsiniz.
Ancak bu kampanyalara yaptığınız bağışlar sıklıkla direkt ilgili kurum, kuruluş yahut kişiye değil; imza attığınız siteye gidiyor. Toplanan ölçünün da hakikat bir biçimde ilgili yerlere iletilmesi ise sitenin sorumluluğuna kalmış oluyor. Biliyorsunuz ki toplumsal medya ve internet üzerinden rastgele bir bahiste yardım toplamak için alınması gereken müsaadeler ve evraklar var. Bu sebeple bağış yapmadan evvel kabul ettiğiniz metinleri dikkatli okumanızı tavsiye ederiz.
Peki tek ‘tık’la attığımız bu imzalar ne kadar geçerli? Hakikaten internette rastgele bir yere değil de “Bu kampanyayı imzala” yazısına tıklamamız bir şeyleri değiştirebilir mi? Tüm bu niyetlerimizin, sorularımızın yanıtı çok sıradan.
Bu imzaların kanunen bir geçerliliği yok.
X sayıya ulaşırsa gerçekleşeceği söylenen bu imzaların ulaştıkları sayının aslında epey da bir kıymeti yok. Çünkü bu imzaların kanunen rastgele bir geçerliliği de yok. bu türlü toplanan imzaların geçerli olabilmesi için kampanyaya katılan kişilerin elektronik imza kullanımı gerekiyor.
Biroldukca sitede ise kampanyayı imzalamanız için sizden isminiz, soyadınız, yaşadığınız il ve e-posta adresiniz isteniyor. Vermiş olduğunuz bu bilgilerle de yalnızca “Ben de bu kampanyaya dayanak veriyorum” demiş oluyorsunuz.
Geçerliliği olmayan imzalar, ötürüsıyla rastgele bir kurum yahut kuruluşa da iletilmiyor.
Biraz evvel de dediğimiz üzere; elektronik ve ıslak imza haricinde rastgele bir yere tıklayarak imzaladığınız imzaların rastgele bir geçerliliği yok. Yani atılan imzaların belgelenip bakanlıklara, belediyelere, valiliklere verildiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Natürel ki bu pek mantıksız olurdu.
Öte yandan ilgili makamlara teslim edilmek üzere hazırlanan belgelere sırf bireylerin ad-soyadlarının yazılması da biraz garip olurdu. Ancak bir daha de birfazlaca açıdan bu kampanyaların faydaları olduğunu söylememiz gerekiyor.
Sosyal medyanın gücünü gerçek anlamda görüyoruz.
Çevrenizdeki insanlara şu biçimde bir bakın. Arkadaşlarınızdan, ailenizden toplumsal medya kullanmayan kaç kişi var? Tahminen 1-2 kişi aklınıza gelebilir. Lakin toplumsal medya kullanması her geçen gün artıyor. Üstelik yediğimiz yemekler, kullandığımız bakım eserleri, giydiğimiz kıyafetler ve daha biroldukça şey toplumsal medyada gördüklerimize bakılırsa değişiyor. Yaşanan birtakım vakalarda ise toplumsal medya bizi değil, biz sosyal medyayı değiştiriyoruz.
Bir anda baktığımız, paylaştığımız her şey ‘o’ olayla ilgili hale geliyor. İşte burada da kampanyalar devreye giriyor. Her ne kadar imza olarak bir manası olmasa da söylemek istediklerimizi daha yüksek sesle söylememize yardımcı oluyorlar. her insanın paylaştığı, yüz binlerce insanın birebir fikirde olduğu olaylar, gündem yaratarak ilgili makamlar için de harekete geçirici bir tesir yaratabiliyor.
Sosyal medya üzerinden tek bir fotoğrafı yüzlerce, binlerce insan paylaşsa bile tam bir sayı belirlemek mümkün olmazken kampanyalar yardımıyla tıpkı fikirde olduğunuz kaç insan daha olduğunu nazaranbiliyorsunuz. Yani elinizde somut bir data oluyor.
Bu somut bilgiler vakit zaman davalarda da kullanılabiliyor.
Her ne kadar imzaların kanunen bir geçerliliği olmasa da mevzuyla ilgili açılan davalarda ilgili kurum yahut bireyler “Benim üzere düşünen X kişi var” demek hedefiyle kampanyaya katılan bireylerin dosyasını PDF olarak mahkemeye sunabiliyor.
Bazı sitelerde kampanyayı imzalamakla kalmayıp bağış da yapabiliyorsunuz.
Bu hedefle kullanılan birtakım sitelerde kampanyayı imzaladıktan daha sonra “XX TL göndererek dayanak olabilirsiniz” seçeneği çıkıyor ve dilerseniz buradan yaklaşık 40-50 TL’den başlayan ölçülerde bağış yapabiliyorsunuz. Alışılmış dilerseniz binlerce liralık bağış da yapabilirsiniz.
Ancak bu kampanyalara yaptığınız bağışlar sıklıkla direkt ilgili kurum, kuruluş yahut kişiye değil; imza attığınız siteye gidiyor. Toplanan ölçünün da hakikat bir biçimde ilgili yerlere iletilmesi ise sitenin sorumluluğuna kalmış oluyor. Biliyorsunuz ki toplumsal medya ve internet üzerinden rastgele bir bahiste yardım toplamak için alınması gereken müsaadeler ve evraklar var. Bu sebeple bağış yapmadan evvel kabul ettiğiniz metinleri dikkatli okumanızı tavsiye ederiz.