Hemşire Osmanlıca ne demek ?

Optimist

New member
Hemşire Osmanlıca Ne Demek? Bir Dil ve Tarihsel Bağlam Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme

Son zamanlarda, Osmanlıca’yla ilgili okuduklarım beni bir kez daha düşündürdü. Osmanlıca, hem kelime hem de anlam açısından bizim için karmaşık ve bazen yabancı bir dil olabilir, ama aynı zamanda tarihsel, kültürel ve toplumsal mirasımızın derinliklerine inmeyi de mümkün kılar. "Hemşire" kelimesinin Osmanlıca’daki anlamına bakmak, aslında yalnızca bir dilsel tartışmadan ibaret değildir. Bunun ötesinde, dönemin sosyal yapısını, sınıf dinamiklerini ve cinsiyet rollerini de anlamamıza yardımcı olabilir. Bu yazıda, Osmanlıca'da "hemşire" kelimesinin ne ifade ettiğini, tarihsel bağlamını ve günümüze nasıl yansıdığını ele alacağım.

Hemşire Osmanlıca’da Ne Anlama Geliyor?

Osmanlıca’da, günümüzde kullandığımız “hemşire” kelimesi, aslında bugünkü anlamından biraz farklıydı. Osmanlıca’daki "hemşire" kelimesi, doğrudan sağlıkla ilgili bir meslekten çok, daha geniş bir anlam taşırdı. Bu kelime, "bakıcı" veya "yardımcı" anlamına gelirken, aynı zamanda kadınların ev içindeki bakım işlerini yerine getiren bir figür olarak da tanımlanıyordu. 19. yüzyılın sonlarına doğru, Batı’dan gelen tıbbi ve hemşirelik anlayışları Osmanlı İmparatorluğu’na da ulaşmaya başladı ve “hemşire” kelimesi, tıbbi bakım veren kadınları tanımlamak için daha sık kullanılmaya başlandı.

Osmanlı’da modern tıbbın gelişimiyle birlikte hemşirelik kavramı, Batı'daki gibi profesyonelleşmeye başlamıştı. Ancak, 19. yüzyıldan önce, genellikle Osmanlı toplumunda kadınların iş gücü dışında, bakım verme görevi büyük ölçüde ev içi bir sorumluluk olarak kabul ediliyordu. Bu bağlamda, Osmanlı'da hemşire olarak anılan kişiler genellikle kadınlardı ve bu kadınların çoğu, hemşirelik mesleğini eğitim almak yerine, daha çok doğuştan gelen bakım içgüdüleriyle yerine getirmekteydiler.

Kadınların Hemşirelikteki Rolü: Toplumsal Cinsiyet Perspektifi

Kadınların hemşirelik mesleğindeki tarihsel rolü, toplumsal cinsiyetle yakından ilişkilidir. Osmanlı'da kadınlar, toplumun ev içindeki bakım işlerinden sorumlu olan bireylerdi. “Hemşire” kelimesi de bu kadınların bakım verme görevini simgeliyordu. Ancak Osmanlıca’da bu kelimenin sadece bir meslekten çok, cinsiyet ve toplum yapısının bir yansıması olarak kullanıldığını gözlemlemek önemlidir. Kadınlar bakım verme, şefkat ve fedakârlık gibi toplumsal normlarla ilişkilendiriliyordu. Bu da, hemşirelik mesleğinin, kadının "doğal" bir görevi olarak görülmesine yol açıyordu.

Modern hemşirelik kavramına dair ilk adımların atıldığı dönemde, kadınların sağlık alanında çalışmaları, genellikle düşük statülü ve ev içi rollerin dışına çıkamayan meslekler olarak kabul ediliyordu. Osmanlı’daki kadınların, hemşirelik gibi meslekleri benimsemeleri, onları hem toplumsal olarak görünür kılmak hem de Batı’daki modern sağlık anlayışıyla entegre olmaları adına önemli bir adım oldu. Yani, hemşirelik mesleğinin toplumsal cinsiyetle ilişkisi, yalnızca kadının toplumdaki yerini değil, aynı zamanda bu yerin evrimine dair de önemli bilgiler sunuyor.

Erkeklerin Perspektifi: Stratejik ve Çözüm Odaklı Bir Bakış

Erkeklerin gözünden bakıldığında ise, hemşirelik mesleği ilk başta bir “kadın işi” olarak görülüyor olabilir. Ancak bu durum, toplumsal cinsiyetin ve mesleklerin nasıl şekillendiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Osmanlı dönemindeki erkekler için hemşirelik, tıpkı diğer kadınsı meslekler gibi, genellikle daha düşük statülü bir iş olarak görülüyordu. Bu da, erkeklerin genellikle bu alanda aktif olmasını engelleyen bir etken oluyordu.

Ancak günümüzde, erkeklerin hemşirelik mesleğine daha fazla ilgi gösterdiği ve bu alanda istihdamın arttığı gözlemleniyor. 21. yüzyılda hemşirelik mesleği, erkekler tarafından giderek daha fazla tercih edilen bir alan haline geldi. 2017’de yapılan bir çalışmaya göre, Türkiye’de erkek hemşirelerin sayısı hızla artmakta, ancak yine de kadınların bu meslekteki oranı çok daha yüksek (Yıldız, 2017). Bu dönüşüm, cinsiyetin meslek seçimindeki etkisini değiştirdiği gibi, toplumsal normların da evrildiğini gösteriyor. Erkeklerin, hemşirelik mesleğine olan ilgisini artırmak, gelecekte bu mesleğin daha dengeli bir şekilde dağıtılmasına katkı sağlayacaktır.

Sınıf ve Hemşirelik: Bir Ekonomik Perspektif

Sınıf faktörü, hemşirelik mesleğine bakışımızı şekillendiren önemli bir diğer unsurdur. Osmanlı döneminde, hemşirelik, genellikle toplumun alt sınıflarındaki bireylerin gerçekleştirdiği bir işti. Hemşirelik mesleği, çoğu zaman düşük gelirli ailelerden gelen, eğitim seviyesi sınırlı olan bireylerin tercih ettiği bir işti. Bu, toplumdaki sınıf farklarının meslekler üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor.

Günümüzde, hemşirelik mesleği daha profesyonelleşmiş olsa da, yine de bazı bölgelerde düşük gelirli sınıfların yoğun olarak tercih ettiği bir alan olmayı sürdürüyor. 2020 yılında yapılan bir araştırma, sağlık sektöründeki iş gücünün büyük bir kısmının, genellikle düşük ücretli çalışan sınıflardan oluştuğunu göstermektedir (OECD, 2020). Bu, hemşirelik mesleğinin sınıfsal yapıdaki etkilerini ve mesleğin ekonomik açıdan neden genellikle alt sınıfların tercihi olduğunu da açıklamaktadır.

Sonuç: Hemşirelik ve Osmanlıca’da “Hemşire” Kavramı Üzerine Düşünceler

Sonuç olarak, "hemşire" kelimesi, yalnızca bir meslek tanımından ibaret değildir. Osmanlıca’daki anlamı, toplumsal cinsiyet, sınıf, ırk ve kültürel bağlamla şekillenen çok daha derin bir kavramdır. Kadınların bu meslekteki yerini, tarihsel olarak toplumun kadınlara biçtiği rol çerçevesinde anlamamız, bugünün modern hemşirelik anlayışını daha iyi kavramamıza yardımcı olabilir. Hemşirelik mesleği, erkekler için de çözüm arayışlarına dönüşebilir, toplumsal eşitsizliklere karşı bir fırsat sunabilir.

Peki, günümüzde hemşirelik mesleği toplumsal normlar açısından nasıl yeniden şekillenecek? Kadın ve erkeklerin bu meslekteki yerleri nasıl dengelenecek? Gelecekte, sınıf farklarının etkisi azaldıkça, hemşirelik mesleği nasıl bir dönüşüm geçirecek?

Bu soruları tartışmak için düşüncelerinizi paylaşmanızı bekliyorum!
 
Üst