Avrupa Birliği Konseyi’nin bugün göçmenlere ilişkin toplantısı. Brüksel’de toplanacak İçişleri Konseyi, AB üye ülkelerinin genel olarak en az anlaşamadığı “göçün dış boyutu” ve diğer konuların yanı sıra Lampedusa adasındaki duruma odaklanacak. Bu arada, Avrupa Birliği, EPP’nin başkanı Manfred Weber’in aktardığına göre, Bir kez daha “göç krizine” girdik. Üst düzey bir AB yetkilisi, Avrupa Birliği ile Tunus arasındaki mutabakat zaptı ile AB’nin yönetimine ilişkin on maddelik plan arasında, bunun belirleyici bir Konsey olmayabilir, ancak AB İçişleri Bakanlarının hâlâ “konuşacak çok şeyi” olacağını gözlemliyor. Komisyon tarafından sunulan göçler.
Ayrıca Rusya’nın başlattığı savaştan kaçan Ukraynalı mültecilere sağlanan geçici korumanın uzatılması konusunu da konuşacağız. Kahvaltıda bakanlar, 14 Latin Amerika ülkesinden meslektaşlarıyla, özellikle uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele konusunda görüşecekler. Afrika’nın bazı ülkelerine (Gine, Fildişi Sahili, Senegal) yaptığı geziden dönen Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas, düzensiz göçmenlerin menşei olan üç ülkede yapılan görüşmeler hakkında bakanlara bilgi verecek. Cumhurbaşkanlığı, Konsey’in henüz nitelikli çoğunlukla ortak bir pozisyon bulamadığı göç krizlerine ilişkin düzenlemeye ilişkin tartışmayı en azından şimdilik gündeme getirmediği için şimdilik “üretken” olarak değerlendirilmiyor. gündem gündemine alın. Ancak durum gelişiyor olabilir.
Aslında bu dosyayla ilgili durum, AB kaynağına göre “birkaç saat içinde” çok hızlı bir şekilde değişebilir; özellikle de Frankfurter Allgemeine Zeitung tarafından yayınlanan ve Almanya’nın dosyanın kilidini açmaya hazır olacağı yönündeki söylentiler doğrulanırsa. . Berlin’den gelen haber, AB’li bir diplomatik kaynağın, şu ana kadar fikir birliğini engelleyen “engelleyici azınlığın” ortadan kalkması göz önüne alındığında, bugün bu konuda “bazı kararların alınmasına”, muhtemelen “siyasi bir anlaşmaya” yol açabileceğini doğruluyor (bkz. Almanya’nın yanı sıra Polonya, Macaristan, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti de farklı nedenlerle buna karşı çıkıyor).
Nitelikli çoğunluk sağlandıktan sonra ortak pozisyona ilişkin anlaşmanın Coreper’da da resmileştirilmesi mümkündür. AB’den bir diplomatik kaynak, “Bugün genel bir yaklaşım üzerinde anlaşabiliriz, ancak İspanya başkanlığının kararlarını beklemek zorundayız” açıklamasını yaptı. Kriz düzenlemesi konusunda Konsey’de yaşanan çıkmaz, Başkanlığın gelecek yılın Avrupa toplantısından önce bu yasama meclisinde kabul etmeyi umduğu genel paketteki hükmün önemi göz önüne alındığında, Parlamentonun AB göç paktının diğer dosyalarına ilişkin müzakereleri kesintiye uğratmasına yol açtı. Haziran seçimleri.
İtalya’nın kalbine en yakın konularla ilgili olarak, AB’deki daimi temsilciler komitesi Coreper’de, göçü azaltmaya çalışmak için Orta Akdeniz’de bir Avrupa deniz misyonu kurma olasılığı konusunda “şu ana kadar somut bir tartışma yapılmadı”. Kaynak, Kuzey Afrika’dan akışlar olduğunu açıkladı. Orta Akdeniz’de, “Geçmişte, dönemin Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini tarafından görevlendirilen Sophia gibi deniz operasyonları zaten mevcuttu. Bu, Conte Uno hükümetinin iradesiyle ‘sonlandırılan’ bir görevdi. Denizde kurtarılan düzensiz göçmenlerin geliş kaynağı.
AB kaynağı, bir deniz operasyonunun “avantajları ve dezavantajları vardır”, “nasıl ve ne zaman yapıldığına bağlıdır” diyor. Roma’da bile Akdeniz’de bir deniz misyonunun Tunusluların anlaşması ve işbirliği olmadan yapılamayacağının bilincindeler. Kaynak, muhtemelen devam etmeden önce “değerlendirilmesi gereken şeyin” bu olduğunu belirtti. Tunus’a olası bir “deniz ablukası” kesinlikle söz konusu olamaz: “Tunuslu ortaklarımızla” çalışmanın önemini hatırlatan Manfred Weber, “Bu masada değil” dedi. Tunus için Libya modelinde bir SAR, Arama Kurtarma alanı kurma fikri bile “bir tekliftir”, ancak “bildiğimiz gibi riskli olabilir”.
Ancak AB kaynağı, “Şimdilik Coreper’da bu tür somut şeyler hakkında görüşme yapmadık” dedi. Üst düzey AB yetkililerinden oluşan bir heyetin ziyaretini süresiz olarak iptal eden Tunus Devlet Başkanı Kais Saied’in hamleleriyle karşı karşıya kalan Avrupa Komisyonu bundan etkilenmedi: Bir sözcü, yürütmenin, yetkililerden oluşan “bir heyet göndermeyi teklif ettiğini” söyledi. Tunus, AB-Tunus mutabakat zaptının uygulanması üzerinde çalışacak “zaten bu hafta. Bu gerçekleşmeyecek:” üst düzey misyonun “Kuzey Afrika ülkesine ne zaman seyahat edebileceğini görmek için tartışmalara devam ediyoruz” . Mutabakatı ilerletmek için teknik ve politik düzeyde çalışmaya devam ediyoruz.”
AB-Tunus Mutabakat Zaptı’nda, AB Konseyi ile Avrupa Komisyonu arasında hem metinle ilgili “neleri beğendiğimiz”, neleri “beğenmediğimiz” konusunda “sürekli bir diyalog” var. Üst düzey yetkili “nasıl uygulanması gerektiğini” açıkladı. Tunus’la ilişkiler ve göç akışlarının yönetimi, önümüzdeki hafta Granada’da gayrı resmi Avrupa Konseyi’nde ve Ekim ayı sonunda Brüksel’de yapılacak resmi toplantıda AB liderlerinin masasında olacak. Milliyetçilik ve ülkenin Batı’dan kurtuluşu üzerine kurulu bir siyasi gündeme sahip olan Tunus cumhurbaşkanı Kais Saied’in muadili olarak güvenirliğe gelince, cılız olmaya pek gerek yok: “Muhatapları sevebiliriz ya da sevmeyebiliriz” ama Tunus için AB kaynağı “Başkalarını tanımıyorum” diye belirtiyor. Avrupalı bir diplomatik kaynak, beğenin ya da beğenmeyin, gerçek şu ki “kimse komşusunu seçmiyor” yorumunu yapıyor.
Ayrıca okuyun
Ayrıca Rusya’nın başlattığı savaştan kaçan Ukraynalı mültecilere sağlanan geçici korumanın uzatılması konusunu da konuşacağız. Kahvaltıda bakanlar, 14 Latin Amerika ülkesinden meslektaşlarıyla, özellikle uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele konusunda görüşecekler. Afrika’nın bazı ülkelerine (Gine, Fildişi Sahili, Senegal) yaptığı geziden dönen Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas, düzensiz göçmenlerin menşei olan üç ülkede yapılan görüşmeler hakkında bakanlara bilgi verecek. Cumhurbaşkanlığı, Konsey’in henüz nitelikli çoğunlukla ortak bir pozisyon bulamadığı göç krizlerine ilişkin düzenlemeye ilişkin tartışmayı en azından şimdilik gündeme getirmediği için şimdilik “üretken” olarak değerlendirilmiyor. gündem gündemine alın. Ancak durum gelişiyor olabilir.
Aslında bu dosyayla ilgili durum, AB kaynağına göre “birkaç saat içinde” çok hızlı bir şekilde değişebilir; özellikle de Frankfurter Allgemeine Zeitung tarafından yayınlanan ve Almanya’nın dosyanın kilidini açmaya hazır olacağı yönündeki söylentiler doğrulanırsa. . Berlin’den gelen haber, AB’li bir diplomatik kaynağın, şu ana kadar fikir birliğini engelleyen “engelleyici azınlığın” ortadan kalkması göz önüne alındığında, bugün bu konuda “bazı kararların alınmasına”, muhtemelen “siyasi bir anlaşmaya” yol açabileceğini doğruluyor (bkz. Almanya’nın yanı sıra Polonya, Macaristan, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti de farklı nedenlerle buna karşı çıkıyor).
Nitelikli çoğunluk sağlandıktan sonra ortak pozisyona ilişkin anlaşmanın Coreper’da da resmileştirilmesi mümkündür. AB’den bir diplomatik kaynak, “Bugün genel bir yaklaşım üzerinde anlaşabiliriz, ancak İspanya başkanlığının kararlarını beklemek zorundayız” açıklamasını yaptı. Kriz düzenlemesi konusunda Konsey’de yaşanan çıkmaz, Başkanlığın gelecek yılın Avrupa toplantısından önce bu yasama meclisinde kabul etmeyi umduğu genel paketteki hükmün önemi göz önüne alındığında, Parlamentonun AB göç paktının diğer dosyalarına ilişkin müzakereleri kesintiye uğratmasına yol açtı. Haziran seçimleri.
İtalya’nın kalbine en yakın konularla ilgili olarak, AB’deki daimi temsilciler komitesi Coreper’de, göçü azaltmaya çalışmak için Orta Akdeniz’de bir Avrupa deniz misyonu kurma olasılığı konusunda “şu ana kadar somut bir tartışma yapılmadı”. Kaynak, Kuzey Afrika’dan akışlar olduğunu açıkladı. Orta Akdeniz’de, “Geçmişte, dönemin Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini tarafından görevlendirilen Sophia gibi deniz operasyonları zaten mevcuttu. Bu, Conte Uno hükümetinin iradesiyle ‘sonlandırılan’ bir görevdi. Denizde kurtarılan düzensiz göçmenlerin geliş kaynağı.
AB kaynağı, bir deniz operasyonunun “avantajları ve dezavantajları vardır”, “nasıl ve ne zaman yapıldığına bağlıdır” diyor. Roma’da bile Akdeniz’de bir deniz misyonunun Tunusluların anlaşması ve işbirliği olmadan yapılamayacağının bilincindeler. Kaynak, muhtemelen devam etmeden önce “değerlendirilmesi gereken şeyin” bu olduğunu belirtti. Tunus’a olası bir “deniz ablukası” kesinlikle söz konusu olamaz: “Tunuslu ortaklarımızla” çalışmanın önemini hatırlatan Manfred Weber, “Bu masada değil” dedi. Tunus için Libya modelinde bir SAR, Arama Kurtarma alanı kurma fikri bile “bir tekliftir”, ancak “bildiğimiz gibi riskli olabilir”.
Ancak AB kaynağı, “Şimdilik Coreper’da bu tür somut şeyler hakkında görüşme yapmadık” dedi. Üst düzey AB yetkililerinden oluşan bir heyetin ziyaretini süresiz olarak iptal eden Tunus Devlet Başkanı Kais Saied’in hamleleriyle karşı karşıya kalan Avrupa Komisyonu bundan etkilenmedi: Bir sözcü, yürütmenin, yetkililerden oluşan “bir heyet göndermeyi teklif ettiğini” söyledi. Tunus, AB-Tunus mutabakat zaptının uygulanması üzerinde çalışacak “zaten bu hafta. Bu gerçekleşmeyecek:” üst düzey misyonun “Kuzey Afrika ülkesine ne zaman seyahat edebileceğini görmek için tartışmalara devam ediyoruz” . Mutabakatı ilerletmek için teknik ve politik düzeyde çalışmaya devam ediyoruz.”
AB-Tunus Mutabakat Zaptı’nda, AB Konseyi ile Avrupa Komisyonu arasında hem metinle ilgili “neleri beğendiğimiz”, neleri “beğenmediğimiz” konusunda “sürekli bir diyalog” var. Üst düzey yetkili “nasıl uygulanması gerektiğini” açıkladı. Tunus’la ilişkiler ve göç akışlarının yönetimi, önümüzdeki hafta Granada’da gayrı resmi Avrupa Konseyi’nde ve Ekim ayı sonunda Brüksel’de yapılacak resmi toplantıda AB liderlerinin masasında olacak. Milliyetçilik ve ülkenin Batı’dan kurtuluşu üzerine kurulu bir siyasi gündeme sahip olan Tunus cumhurbaşkanı Kais Saied’in muadili olarak güvenirliğe gelince, cılız olmaya pek gerek yok: “Muhatapları sevebiliriz ya da sevmeyebiliriz” ama Tunus için AB kaynağı “Başkalarını tanımıyorum” diye belirtiyor. Avrupalı bir diplomatik kaynak, beğenin ya da beğenmeyin, gerçek şu ki “kimse komşusunu seçmiyor” yorumunu yapıyor.
Ayrıca okuyun