İstanbul Kartal’da yaşayan Metin Doğan, rutin olarak altı ayda bir yaptırdığı kan analizlerinde kalsiyum ve fosfor bedellerinin yüksek çıkması ve bedeninde yaygın ağrılar olması üzerine hastaneye başvurdu. Ultrasonda tiroid bezinde yaklaşık 2,5 santimetre çapında nodül olduğu ve bu nodüle biyopsi yapılması gerektiği bilgisi verildi. Yapılan biyopsi kararında verilen patoloji raporunda tiroid kanseri olduğu ve kesinlikle ameliyat olarak tüm tiroid bezinin alınması gerektiği söylendi. Metin Doğan, farklı bir görüş almak için Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan’a başvurdu. Doğan’a yapılan tetkikler kararı ve tabibin dikkati yardımıyla tiroid kanseri olmadığı, paratiroid adenomu olduğu bilgisi verildi.
HİÇBİR KANSER BULGUSU OLMADIĞI RAPORLANDI
Prof. Dr. Erhan Ayşan yaptığı ultrasonda tiroid bezinde rastgele bir nodül olmadığını ve nodül sanılan 2,5 santimetre çapındaki oluşumun aslında düzgün huylu bir paratiroid bezi adenomu olduğunu fark etti. “Ancak bir daha de bir kusur olmaması için yapılan biyopsinin modüllerini iki farklı patoloji uzmanına daha inceletmek istedim” diyen Prof. Dr. Ayşan, görünümün tiroid kanseri ile uyumlu bulunmasına karşın son sonucun ameliyatta verileceğini söyleyerek hastayı bilgilendirdikten daha sonra ameliyata aldı. Ameliyatta tiroid kanseri olarak raporlanan kitlenin, tiroide fazlaca yakın bir paratiroid adenomu olduğu tespit edildiğini söyleyen Prof. Ayşan, “bir daha de önlem olarak tiroid bezinin bir kısmı alındı. Ameliyat daha sonrası yapılan patolojik incelemede kitlenin güzel huylu bir paratiroid adenomu olduğu ve tiroidde hiç bir kanser bulgusu olmadığı raporlandı” diye konuştu.
EN BAŞINDA GÖRSEYDİM BİYOPSİYE GEREK DUYMAZDIM
Metin Doğan’ın hastalık sürecinin trajik ve şanssız bir biçimde başladığını fakat sonunun âlâ olduğunu belirten Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Ne yazık ki paratiroid adenomlarının radyolojik görünümleri tiroid kanserlerine fazlaca benzeri. Ayrıt etmek için tecrübeli bir göz epey değerli. Bu kitleyi en başında görseydim, biyopsiye gerek duymazdım. Başka yandan uzunluğunda görülen her kitleye çabucak iğne biyopsisi yapılması da bir öteki yanlış. Gerçekten iğne biyopsisinde birtakım tıp paratiroid adenomları, tiroid kanserini fazlaca yeterli taklit eder. Gerçekten Metin Bey’de de bu biçimde oldu. Üç patolog bu biyopsi gereçlerini inceledi ve üçü de tiroid kanseri kuşkusu olduğunu söylemiş oldu. İşte bu biçimde olaylarda tecrübe fazlaca kıymetli. Ultrasondaki görünümün tiroid kanseri ile uyumlu olmadığını fark etmeseydim bu hasta hem tüm tiroid bezinden olacaktı tıpkı vakitte paratiroid adenomu atlanmış olacak ve hasta yeniden ameliyat olmak zorunda kalacaktı. her neyse ki bunu ameliyat öncesinde fark ederek hem paratiroid adenomunu aldık birebir vakitte sağlıklı tiroid dokusunu yerinde bıraktık” dedi.
40 YAŞINDAN daha sonra TİROİD ULTRASONU KURAL
Ülkemizin endemik bir guatr ülkesi olduğunu hem coğrafik hem genetik yapımızın tiroid kanserine ve guatra yatkınlık gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Erhan Ayşan, bu niçinle 40 yaşından daha sonra her insanın kesinlikle bir tiroid ultrasonu çektirmesi gerektiği ihtarında da bulundu.
PARATİROİD ADENOMU NEDİR?
Paratiroid adenomlarının, paratiroid bezinin uygun huylu tümörleri olduğunu ve çok nadir görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Erhan Ayşan,“Ancak bu tümörler erken teşhis temalıp ameliyatla çıkartılmadıklarında kemiklerde, damarlarda ve böbreklerde önemli hasarlar oluştururlar” bilgisini paylaştı.
KAYNAK: DHA
HİÇBİR KANSER BULGUSU OLMADIĞI RAPORLANDI
Prof. Dr. Erhan Ayşan yaptığı ultrasonda tiroid bezinde rastgele bir nodül olmadığını ve nodül sanılan 2,5 santimetre çapındaki oluşumun aslında düzgün huylu bir paratiroid bezi adenomu olduğunu fark etti. “Ancak bir daha de bir kusur olmaması için yapılan biyopsinin modüllerini iki farklı patoloji uzmanına daha inceletmek istedim” diyen Prof. Dr. Ayşan, görünümün tiroid kanseri ile uyumlu bulunmasına karşın son sonucun ameliyatta verileceğini söyleyerek hastayı bilgilendirdikten daha sonra ameliyata aldı. Ameliyatta tiroid kanseri olarak raporlanan kitlenin, tiroide fazlaca yakın bir paratiroid adenomu olduğu tespit edildiğini söyleyen Prof. Ayşan, “bir daha de önlem olarak tiroid bezinin bir kısmı alındı. Ameliyat daha sonrası yapılan patolojik incelemede kitlenin güzel huylu bir paratiroid adenomu olduğu ve tiroidde hiç bir kanser bulgusu olmadığı raporlandı” diye konuştu.
EN BAŞINDA GÖRSEYDİM BİYOPSİYE GEREK DUYMAZDIM
Metin Doğan’ın hastalık sürecinin trajik ve şanssız bir biçimde başladığını fakat sonunun âlâ olduğunu belirten Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Ne yazık ki paratiroid adenomlarının radyolojik görünümleri tiroid kanserlerine fazlaca benzeri. Ayrıt etmek için tecrübeli bir göz epey değerli. Bu kitleyi en başında görseydim, biyopsiye gerek duymazdım. Başka yandan uzunluğunda görülen her kitleye çabucak iğne biyopsisi yapılması da bir öteki yanlış. Gerçekten iğne biyopsisinde birtakım tıp paratiroid adenomları, tiroid kanserini fazlaca yeterli taklit eder. Gerçekten Metin Bey’de de bu biçimde oldu. Üç patolog bu biyopsi gereçlerini inceledi ve üçü de tiroid kanseri kuşkusu olduğunu söylemiş oldu. İşte bu biçimde olaylarda tecrübe fazlaca kıymetli. Ultrasondaki görünümün tiroid kanseri ile uyumlu olmadığını fark etmeseydim bu hasta hem tüm tiroid bezinden olacaktı tıpkı vakitte paratiroid adenomu atlanmış olacak ve hasta yeniden ameliyat olmak zorunda kalacaktı. her neyse ki bunu ameliyat öncesinde fark ederek hem paratiroid adenomunu aldık birebir vakitte sağlıklı tiroid dokusunu yerinde bıraktık” dedi.
40 YAŞINDAN daha sonra TİROİD ULTRASONU KURAL
Ülkemizin endemik bir guatr ülkesi olduğunu hem coğrafik hem genetik yapımızın tiroid kanserine ve guatra yatkınlık gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Erhan Ayşan, bu niçinle 40 yaşından daha sonra her insanın kesinlikle bir tiroid ultrasonu çektirmesi gerektiği ihtarında da bulundu.
PARATİROİD ADENOMU NEDİR?
Paratiroid adenomlarının, paratiroid bezinin uygun huylu tümörleri olduğunu ve çok nadir görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Erhan Ayşan,“Ancak bu tümörler erken teşhis temalıp ameliyatla çıkartılmadıklarında kemiklerde, damarlarda ve böbreklerde önemli hasarlar oluştururlar” bilgisini paylaştı.
KAYNAK: DHA